Asırlara meydan okuyan 3 tarihi külliye
Dünya sanat tarihinde de önemli bir yere sahip olan Selçuklu ve Osmanlı, gittiği her yere yüzyıllar geçse de silinmeyecek izler bıraktı. Başta sultanlar olmak üzere devlet yönetiminin çeşitli kademelerinde bulunan vezir, bey, paşa, sadrazam gibi devlet ricâliyle halktan hayır sahibi zenginler tarafından halka hizmet amacıyla külliyeler yaptırdı. Düzen ve güvenin simgesi olan bu yapılar, bir benzerine daha rastlanmayacak işçiliğe sahipti. Sizler için asırlara meydan okuyan Sahip Ata, Karacabey ve Yeşil Külliye hakkında bilmeniz gerekenleri derledik.
Giriş Tarihi: 07.06.2020
14:33
Güncelleme Tarihi: 03.06.2023
09:28
Dönemin en simetrik yapısı
🔹Mimar Abdullah bin Kölük tarafından yapılan külliye, dönemin üslubuna uygun olarak inşa edildi. Külliye, yolcuların konaklamasına uygun şekilde tasarlandı. Yapının bir parçası olan cami Konya Kalesi'nin Larende kapısının yanında yer aldığı için Larende Camii olarak anıldı. Kare plana inşa edilen cami, hemen her açıdan simetrik bir dağılıma sahipti. On iki ahşap direkle taşınan kubbesi ise Türk üçgeni denilen kubbeleri taşıyan kemerler arasında bulunan, küre şeklindeki üçgenlerden oluşur. Mihrabında yer alan bitkisel motifler ve geometrik mozaikler dönemindeki taş işçiliğinin en önemli eserlerini oluşturur. Mihrabın en üstünde sonradan eklenmiş bir süsleme alanı bulunur. Burada Bakara Suresi 144. ayet bir kısmı nakşedilmiştir. Mihrabın içinden geçilen bir koridor bitişiğinde türbe bulunur.
Külliyenin en erken tarihli yapısı olan caminin kuzey tarafından bir girişi bulunur. Buradaki girişin sağ ve solunda altlı üstlü ikişer hücre yer alır. Alttaki hücreler ise sebil vazifesi görür. Giriş kapısını çevreleyen pervazın üzerinde besmele ve Fatiha suresi yazılıdır.
Mimar Kölük'ün yaptığı caminin mihrap önü kubbeliydi ve taç kapıya kadar uzanırdı. Cami gerek doğal afetler sonucunda gerekse zamanla yapılan müdahalelerle birçok değişikliğe uğradı. Bazı yerleri değiştirildi, caminin ebatları küçültüldü. Selçuklu döneminin dışında Osmanlı'da 1702, 1825, 1848 tarihlerinde de ayrı ayrı onarımlar gördü.
Selçuklu döneminden miras kalan 3 şifahane
🔹Hankah, şehir merkezlerinde yer alan ve genellikle şeyhin, pirin türbesi bulunan geniş programlı tarikat yapılarıydı. Sahip Ata hankahı plan olarak 13. yüzyıldaki Selçuklu tekkeleri arasında en büyüğü ve simetriği olanıydı. Bu tarihe meydan okuyan eser, Merv ve Tirmiz bölgelerindeki 10 ve 13. yüzyıllara ait, merkezi kubbeli ve eyvanlı Orta Asya evleri ile oldukça benzer bir mimariye sahipti. Yapı 1584 yılına kadar zaviye olarak kullanıldı ve burada Abdurrahman İbrahim şeyhlik yaptı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Sâhib Atâ Vakıf Müzesi olarak düzenlenip ziyarete açıldı.
🔹Suyu Meram çayından temin edilen hamam külliye içerisinde hankahın karşısında yer alır. Yapım tarihi bilinmeyen hamamın inşasında duvarında moloz taş; kemer, tonoz, kubbe ve üst örtüye geçişte tuğla kullanıldı. Bu tarihi tamam Selçuklu dönemindeki çifte hamamlarının en büyüğüdür. Simetrik plana sahip dikdörtgen şeklindeki yapının kuzey kısmı erkeklere, güney kısmı ise kadınlara aittir. 1934 yılında hamamın bir bazı bölümleri keçe imalathanesi olarak kullanıldı.
Selçuklu ve Osmanlı'da hizmet veren ünlü hekimler
Kutsal emanetlere ev sahipliği yapıyor
🔹Türbe bölümü ise taş ve tuğladan inşa edildi. Buraya hankahın kubbeli avlusunun kuzeydoğu köşesindeki kapıdan geçilirdi. İlk olarak Sahip Ata'nın iki oğlu Taceddin Hüseyin ve Nasreddin Hasan'ın, Akşehir Kozağaçta, Karamanoğlu Mehmet Bey ile yaptığı savaş sonucu şehit düşmesi üzerine inşa edildi. Sonraki yıllarda eski temelleri üzerine bugünkü türbe inşa edildi. Türbenin yapım tarihi, kubbenin oturduğu kemerin iç yüzündeki ayet kuşağının bitimine yazıldı. Burada "şu mübarek imaret 1283 senesi muharreminin iptidasında tecdit edildi" ifadesi yazılıdır.
🔹Üçü önde, diğerleri arkada altı adet çinili sanduka Sâhib Ata Fahreddin Ali'ye, büyük oğlu Tâceddin Hüseyin'e, küçük oğlu Nusretüddin Hasan'a, kızı Melike Hatun'a, muhtemelen torunu Şemseddin Mehmed'e aittir.
2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek, hankâh ve türbe kısmı müze olarak; cami ve hamam bölümleri ise asıl amacına uygun olarak hizmete açıldı. Müze içerisinde Anadolu Selçuklu, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait yazma eserler, ahşap ve madeni malzeme, halı ve kilim eserlerinin yanı sıra Sakal-ı Şerif ve Kâbe örtüsü gibi kutsal emanetlerde bulunur.
📍Sahip Ata Külliyesi'ne nasıl gidilir?
Konya'nın merkezinde Atatürk Anıtı'na yakın ve Arkeoloji Müzesine komşu bir konumdadır. Sahibata caddesi üzerindedir.
Karacabey Camisi ve külliyesi, şehirlerin düzen ve güvenliğinin sağlanması amacıyla sur dışında yeni yerleşim yerlerinin oluşmasına öncülük eden önemli eserlerden biriydi.
🔹Karacabey Camisi ve külliyesi, başkentin önemli tarihi mirasları arasındaydı. Külliye 1440 yılında, Fatih Sultan Mehmed'in kumandanlarından Celalettin Karaca Bey tarafından Hamamönü olarak bilinen mevkiye inşa edildi. Cami, türbe, imaret, çeşme, hamam, ahır binaları ve mahzen gibi bölümleri bünyesinde barındıran külliyeden günümüze sadece cami, türbe, çeşme ve hamam ulaşabildi . Günümüzdeki yeni yaşam alanlarının gelişmesiyle cami ve türbe, Hacettepe Üniversitesi Merkez Yerleşkesi'nin sınırları içinde kaldı. Tarihi hamam ise Talatpaşa Bulvarı üzerinde kendi adını verdiği Hamamönü semtinde hizmet veriyor.
Tarihin seyrini değiştiren 5 komutan