Aynalıkavak’ın duvarlarındaki Osmanlı musikisi
Haliç kıyılarını süsleyen Aynalıkavak Kasrı , Osmanlı döneminde "Aynalıkavak Sarayı" ya da "Tersane Sarayı" olarak bilinen yapılar grubundan günümüze ulaşabilen tek örnek. Tarihsel kaynaklarda, yörenin Bizans döneminde de imparatorlara ait bir dinlenme yeri olduğu belirtilir. Merhume Gevheri Osmanoğlu ve varisleri, 1984 senesinde saz, nota ve taş plaktan oluşan koleksiyonlarını sergilenmek üzere, Aynalıkavak Kasrı'na bağışlar. Bunun üzerine, Aynalıkavak Kasrı'nın, Sultan III. Selim'in yaşayıp besteler yaptığı bir mekân olması sebebiyle, bir Türk musikisi merkezi yapılması projesi doğar.
Giriş Tarihi: 03.10.2018
11:02
Güncelleme Tarihi: 03.10.2018
11:23
Osmanlı saraylarının geleneksel özellikleri
Aynalıkavak Kasrı, Lale Devri olarak anılan dönemin yaşantısını hatırlatan bir yapı olarak üç yüz yıldır Haliç kıyılarını süsler. Kasrın kara tarafındaki cephesi tek, deniz tarafındaki cephesi iki katlı yapılmış. Çifte divanhane çevresinde gelişen üç sofalı planıyla 18'inci yüzyıl Osmanlı saraylarının geleneksel özelliklerini birebir yansıtıyor.
Sultan III. Selim'in altın yıldızlı tuğrası pencereleri üzerinde Yesarizade'nin hat ile yazdığı Enderuni Fazıl'ın Aynalıkavak Kasrı'nı öven 54 beyitlik şiiri dikkatleri üzerine çekiyor. Üstelik bunu yapan hat ustası Yesarizade'nin sağ kolu doğuştan felçlidir ve sol kolu ile sadece hat yapabilmektedir. III. Selim'in lirik ve akıcı bestelerini yaptığı düşünülen Arz Odası'nın pencerelerinin üzerinde yine Yesarizade'nin hatla yazdığı Şeyh Galib'in III. Selim'i öven 36 beyitlik şiiri yer alıyor.
Bu dönemin özelliği olan revzenli tepe pencereleri, geniş saçaklı çatıları, iç dekorasyonda bulunan yerleşik sedir düzenlemeleri, geleneksel ısıtma biçimini oluşturan mangalları artık yok olmuş bir geçmiş yaşam biçiminin görünümlerini sergilemektedir. Restorasyonu ve tefriş çalışmaları tamamlanarak 5 Kasım 2010 tarihinde ziyarete açılan Aynalıkavak Kasrı'nın alt katı, Sultan III. Selim'in sanatkâr ve mûsikîşinâs kişiliğine uygun olarak tarihî Türk çalgılarının sergilendiği bir müze haline getirilmiştir.
Aynalıkavak Kasrı Musiki Müzesi
Aynalıkavak Kasrı adı ile beraber anılan III. Selim iyi bir tanburi ve neyzen olup gerçek manada üstün bir bestekâr. Evc-ara'dan Şevk-efza'ya, Pesendide'den Suz-i dilara'ya kadar 15 makam terkip etmiş. Hatta III. Selim için bu makamlarda bestelediği büyük eserlerle sanatkârlığı devlet adamlığını neredeyse geride bıraktırttığı söylenir. Hatta yorucu devlet işlerinden uzaklaşmak için musikiyi ve sanatçıları huzur veren bir liman olarak görür. Bu nedenle köşk içinde padişahın tasavvufa ve tasavvuf edebiyatına olan ilgisine uygun kitabeler de yer alır.
III. Selim'in, eserlerinin çoğunu gençlik döneminde kadim ve daha az kullanılan makamlarda yaptığı bilinir. Türk musiki tarihinde III. Selim ekolü diye bilinen bir dönem var. III. Selim eserlerinin notaya alınması gerektiğini hissedip bunun için Hamparsum ve Abdülbaki Nasır Dede'den Türk müziği için uygun nota sistemi icat etmelerini ister. Hamparsum'un icat ettiği sisteme sadık kalarak eserlerin hafızadan kayda geçirilmesi de o dönemin ilklerinden olur.