Barok Mimarisinin Osmanlı Coğrafyasında İntibası
Barok olarak bilinen sanat dönemi, on yedinci yüzyılın tamamı ile on sekizinci yüzyılın ilk yirmi yıllık sürecini kapsamaktadır. Barok sanat, on yedinci yüzyıl başlarında papalık Roma'sında özellikleri açıkça belirlenmiş bir üslup olmaktan çok, tüm sanat kollarında görebileceğimiz gibi, bir eğilim, bir zevk kısacası bir moda şeklinde ortaya çıkmıştır.
Giriş Tarihi: 27.04.2018
23:09
Güncelleme Tarihi: 27.04.2018
23:20
Lale devri tarzından çok ayrı olan bu yeni üslup, Türk Baroğu diye de bilinmektedir. III. Ahmet zamanından sonra yaygınlaşan ve 19. yüzyılın başlarına kadar süren dönemde camiler , saraylar , çeşmeler sebiller bu üslupta yapılmıştır. Hatta tezhiplerle nakışlarda da bu üslubun etkileri görülmüştür.
İstanbul'da inşa edilen Nuruosmaniye , Laleli , Beylerbeyi ve Üsküdar Ayazma Camileri barok üslubunu yansıtan önemli örneklerdir.
RESİM VE MÜZİKTE BAROK ÜSLUP
Barok resmi hem renk hem de ışık-gölge estetiğine dayanır.
Barok, resim sanatını da etkileyen bir üslup olmuştur. Barok mimarisinde görülen bir takım özellikler resim sanatında da tekrarlanmıştır. Yüzeylerin parçalanması ve üzerinde yer verilen ayrıntılar resimde de aynı şekilde benimsenmiştir.
Barok resmi hem renk hem de ışık-gölge estetiğine dayanır. Bu dönem resimlerinde konu olarak dinsel ve mitolojik konular, portreler , manzaralar , günlük yaşam işlenmiştir.
Mimariyi tamamlayan bir öge haline gelen barok resim sanatında savrulan, uçuşan, hareketli figürler eğri çizgiler (S ve C gibi) oluşturacak şekilde resim yüzeylerine yerleştirilmiştir. Resimlerde özellikle kırmızı, kahverengi ve tonları kalın fırça vuruşlarıyla kullanılmıştır. Annibale Carracci ve Caravaggio bu dönemin önemli ressamlarındandır. Annibale Carracci, Roma'da yer alan Farnase Sarayı galeri tavanını barok üslupla resmetmiştir.