Beton yapılara kafa tutan çivisiz ahşap camiler
Anadolu insanının geçmişten geleceğe emeğidir ahşap eserler. Ahşap, çocuğuna beşik, ölüsüne tabut ve ibadetine mabet olmuştur. Türk el sanatlarının en gözde dallarından olan ahşap oymacılığı cami yapımında kullanılınca, mimari tarihimize göz kamaştıran eserler kazandırılmış.
Giriş Tarihi: 23.05.2018
22:03
Güncelleme Tarihi: 04.03.2020
11:49
Depreme dayanıklı olması için ahşap takozlar üzerine inşa edilen caminin duvarlarında yığma tekniği kullanılmış ve bunlar köşelerde "Kurt Boğazı" adı verilen bir yöntemle birbirine geçirilmiş. 1335 'te tamirat gören bu güzel eser 2014 yılında restore edilerek yok olmaktan kurtarıldı.
Caminin üzeri aktarılırken kirişlerinin birisinde Arapça harflerle yazılı 592 tarihine rastlanmıştır. İsmi o zamanlarda mezarlıklara "Göç eli" denilmesi sebebiyle verilmiştir. Zamanla bu isim halk arasında Göceli Camii olarak değişmiştir.
Bu camii yapılırken hiç çivi kullanılmamıştır. Ağaçlar balta ile yontularak düzeltilip camii tamamlanmıştır. Bu caminin tarihi ile ilgili Şeyhabil ve Hacılıçay Köylerinde çıkarılan toprak küpler o zamana ait dikkati çeken eserleridir.
BEYLİKLER DÖNEMİNDEN YADİGÂR: MAHMUT BEY CAMİİ
Diğer çivisiz camilerden farklı olarak dışı taş kaplama olan mabedin iç kısmında tamamen ahşap kullanılmış. Türk ve Ermeni ustaların imzasını taşıyan mabed, her biri 8 metre olan 4 ahşap sütun üzerine oturtularak bindirme tekniğiyle inşa edilmiş.
Kastamonu 'nun Daday ilçesine bağlı Kasaba köyünde bulunan Mahmut Bey Camii 'nin yapım tarihi için 1336 ve 1366 tarihleri veriliyor. Beylikler Dönemi eseri olan cami, Candaroğlu beylerinden Emir Mahmut Bey tarafından yaptırılmış. Diğer çivisiz camilerden farklı olarak dışı taş kaplama olan mabedin iç kısmında tamamen ahşap kullanılmış.