Bir dünya tarihi niteliği taşıyan eser: Mukaddime
İbn Haldun, İslam medeniyetinin en parlak döneminin sonlarında yaşamış bir alimdi. Yaşadığı bölgeden Haçlı istilası nedeniyle göç etmek zorunda kalmış; bu coğrafyaların istilalardan ne şekilde etkilendiğini inceleyerek araştırmalarına başlamıştı. Tarih araştırmalarında çığır açan İbn Haldun, "geçmişin yardımıyla bugünü anlamak" kaygısıyla tarihe yönelmişti. İbn Haldun, Batı dünyası için "Tunuslu büyük bilge" Cemil Meriç'e göreyse "kendi semasında tek yıldız"dı. İbn Haldun'un kaleme aldığı, dünyada tarih felsefesinin el kitabı olarak tanınan Mukaddime adlı esere dair bilinmeyenleri derledik.
Giriş Tarihi: 13.02.2020
17:06
Güncelleme Tarihi: 13.02.2020
17:11
İLK OLARAK 1700’LERDE BASILDI
El ʿİber 'in altı ana bölüme ayrılan ilk cildi zamanla Mukaddime diye anılır olmuştur. Bu birinci kitap çok defa diğer kitaplardan ayrı olarak istinsah edilmiştir.
Mukaddime ilk olarak Nasr el-Hûrînî tarafından basılmış, Etienne-Marc Quatremère de üç cilt halinde tenkitli neşrini yapmıştır. Eserin daha sonra da birçok baskısı yapılmış ve çeşitli dillere tercüme edilmiştir.
TARİH İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİN OLUŞUMUNU KALEME ALDI
İbn Haldûn'un Mukaddime 'de söz konusu ettiği tarih ve toplumla ilgili görüşlerinin oluşum biçimini ve niteliğini anlamaya yardımcı olması bakımından önem taşır.
İbn Haldun, Mukaddime 'yi yazdıktan sonra üzerinde defalarca değişiklikler yapmış, bazı bölümleri çıkarıp bazı bölümler eklemiş ve yeniden düzenlemiştir.
İBN HALDUN TARİH ARAŞTIRMALARINDA ÇIĞIR AÇTI
Eski zamanlarda tarihçilik, sadece olayları zapt ve tespit etmekten ibaret addedilirdi. İbn Haldun, bu telakkiyi yıkmış ve tarih araştırmalarında bir çığır açmıştır.
Tarihi edebiyatın bir dalı veya bir sanat olmaktan çıkarıp bir bilim haline getirmeye çabalamış ve bunda büyük ölçüde başarılı da olmuştur.
İBN HALDUN ‘TARİH’ İÇİN NE DEMEKTİ?
İbn Haldun'a göre aslında tarih ilmi, "düşünmek, araştırmak ve hadiselerin sebeplerini bulup ortaya koymak" ve "Tarihin hakikati dünyadaki ümranı teşkil eden insan cemiyetinden haber vermek" tir.
Bundan dolayı tarih, İbn Haldun'un nazarında insan topluluklarını tanımak için temel bir ilimdir ve hikmet grubunu teşkil eden ilimlerden sayılmalıdır.
TARİHİN SİSTEMLEŞTİRİLMESİ AÇISINDAN ÖNEM TAŞIR
Böylece tarihçilik faaliyeti, rivayetleri sadece aktarmakla kalmayıp doğru bir şekilde değerlendirmeye tabi tutmayı ifade eder. İbn Haldun bu ilmi, tarihi daha doğru bir şekilde anlayabilmek gayesiyle sistemleştirmiştir.
İbn Haldun'un tarihle ilgili ileri sürdüğü ayırım tarih çalışmaları açısından hayati öneme sahiptir. Gerçek tarih, geçmişte olan insani-toplumsal olayları düşünmek, araştırmak ve olayların gerçek nedenlerini açıklamak, olayların nasıl ve niçin meydana geldiklerinin derin bilgisidir.