Arama

Boğaz'ın incileri

İstanbul Boğazı'nın süsü, nazenin yalılar, onca kaza, felaket ve yanlış uygulamaya rağmen halen ayakta kalmaya devam ediyor.

  • 4
  • 17
EMİNE VALİDE PAŞA YALISI
EMİNE VALİDE PAŞA YALISI

Yalı, Sultan II. Abdülhamid Han tarafından, son Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'nın annesi Hıdiva Emine Valide Paşa'ya hediye edildi. Prenses Emine Hanım, İstanbul'da Valide Paşa olarak bilinirdi ve "paşa" unvanını alan tek kadındı.

Boğaz'ın gözbebeği olan Bebek'te bir yazlık sefaret binasıdır. 48 odaya ve 76 metre uzunluğunda rıhtıma sahip olan bu yalı, Osmanlı'nın görkemini günümüze kadar sırtında taşımış, ihtişamlı bir sahil saraydır.

Cumhuriyet kurulunca, Emine Valide Paşa, Bebek'teki yalısını devlete bağışlamak istedi. Fakat resmi yazışmalarda, o dönemlerde "ağa", "paşa" gibi unvanlar yasaklanmış olduğundan, Emine Valide Paşa'ya "Bebekli Emine Hanım" diye hitap edilince buna sinirlenen Valide Paşa, yalısını Mısır hükümetine bağışladı. Şu an Mısır Başkonsolosluğu olarak kullanılıyor. Şu an Mısır Başkonsolosluğu olarak kullanılan yalı "Hıdiv İsmail Paşa Yalısı" ve "Mısır Konsolosluğu Sahil Sarayı" gibi farklı isimlerle de anılır.

  • 5
  • 17
ESMA SULTAN YALISI
ESMA SULTAN YALISI

Adını 32. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz'in kızı Esma Sultan'dan alan yalı, tarih içinde birçok olaya ve kişiye tanıklık etti. Devlet adamlarından Çerkes Mehmet Paşa'yla evlendirilen Esma Sultan, Ortaköy Camii'nin yanında bulunan yalı düğün hediyesi olarak verildi.

Esma Sultan'ın ölümü üzerine II. Abdülhamit yalıyı 1899 yılında kızı Cemile Sultan'a verdi. Cemile Sultan öldükten sonra kızı Fatma Hanım Sultan'a verilen yalı, 1915 yılında Osmanlı saray hanedanının mülkiyetinden çıktı. 1918 yılından itibaren Rum okulu, 1922 yılından sonra da tütün deposu olarak kullanıldı. 1950'lerde ise birkaç defa satılıp marangozhane ve depo olarak kullanıldı. Bina 1975 yılında bir yangın geçirdi.

The Marmara Collection, 90'lı yılların başlarında Esma Sultan Yalısı'nı satın aldı. Orijinal planına sadık kalarak binaya yeni bir kültürel kimlik kazandırdı. 2001 yılında Philip Robert'in projesi doğrultusunda cam ve çelik kullanılarak binanın içi yeniden yapıldı ve yalı, yılın tamamında açık olacak şekilde hizmet vermeye başladı. Günümüzde sosyal toplantılar ve özellikle sosyete düğünleri için kullanılıyor.

  • 6
  • 17
RECAİZADE MAHMUD EKREM YALISI
RECAİZADE MAHMUD EKREM YALISI

Devrin en meşhur ve kıymetli ediplerinin toplandığı, edebiyat meclislerinin kurulduğu bu yalı, Servet-i Fünun Edebiyatı'nın doğuşuna ev sahipliği yaptı.

Recaizade Mahmud Ekrem Yalısı, Yeniköy yalı sırasının en başında, kahverengi ahşap üç ayrı binadan oluşan bir yalıdır. Servet-i Fünun'un doğuşu bu yalıdagerçkeleştiğinden, yalı yirminci asrın başlarında "Yazarlar Yalısı" olarak bilinirdi. Recaizade Mahmud Ekrem Yalısı, İstinye Koyu'nun kuzey ucunda, İstinye'nin bittiği Yeniköy'ün başladığı noktadadır.

Devrin en meşhur ve en kıymetli edipleri onun yalısında toplanır, edebiyat meclisleri kurar, edebi sohbetler yaparlardı. Mahmud Ekrem, Servet-i Fünun dergisinde yazan Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin, Halit Ziya Uşaklıgil gibi devrin genç ediplerini destekleyerek Edebiyat-ı Cedide'nin gelişmesine katkıda bulundu. Araba Sevdası, Nijat Ekrem, Yadigâr-ı Şebab, Pejmurde, Name-i Seher, Afife Anjelik gibi eserlerinin yanında, çocukları Piraye, Nejat, Emced ve Ercüment de bu yalıda dünyaya geldi.

Yazarı, Çubuklu'daki Hıdiv Abbas Hilmi Paşa'yla haberleşiyor diye II. Abdülhamid'e jurnallemişler. Bu yüzden yalıyı satıp Cihangir'e taşınmak zorunda kalmış. 1980'lere kadar Mısırözü Fabrikası olarak kullanılan bina, şimdi Haydar-Güner Akın çiftine ait.

  • 7
  • 17
YILANLI YALI
YILANLI YALI

En üst katında sakal-ı şerif odası bulunan Yılanlı Yalı, Ramazan aylarında, kandillerde ve bayramlarda ziyaret edilirdi.

Yılanlı Yalı'nın bu ismi alması ise şu hadiseye dayanıyor: Bir Boğaz gezisi esnasında bu yalıyı çok beğenip satın almak isteyen Sultan II. Mahmud, Musahip Said Efendi'ye yalının kime ait olduğunu sormuş. Yalıda gözü olan Musahip Said Efendi, "Sultanım o yalı, yılan kayalıklarının üzerine yapılmış. Bu yüzden sürekli yılan çıkmakta yalıda" diye bir yalan uydurup padişahı vazgeçirdi. Bu yalandan sonra Musahip Said Efendi'nin de alamadığı yalının ismi "Yılanlı Yalı" olarak kaldı.

Yılanlı Yalı'nın kuzey kısmını Şemseddin Efendi ilave etmişti. Şemseddin Efendi, yalının Rumelihisarı'ndaki Zağanos Paşa Kulesi'ne kadar uzanan bahçesinden bir kısmını Tevfik Fikret'e vermişti. Şimdiki Aşiyan Köşkü bu arazidedir.

Sultan III. Selim zamanında inşa edilen yalının ilk sahibi "Tavukçu Reis" lakaplı Reisülküttab Mustafa Efendi'dir. Yılanlı Yalı, Reisülküttab Mustafa Efendi'nin ardından Kepçe Nazırı Mustafa Efendi'nin, Raşid Efendi'nin ve nihayet Yahya Efendi Dergâhı Postnişini Mehmed Nuri Şemseddin Efendi'nin mülkiyetine geçti. Ondan da bölümler halinde vârislerine kaldı.1989'da Bursalı bir sanayici tarafından satın alındı.

  • 8
  • 17
YUSUF ZİYA PAŞA YALISI
YUSUF ZİYA PAŞA YALISI

Dönemin ünlü tüccarlarından Yusuf Ziya Paşa yalısını, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa ile aralarında rekabet nedeniyle Hıdiv Kasrı'ndan büyük olmasını istediği için yedi katlı kulesiyle birlikte on katlı yaptırdı. 1910 yılında yapımı başlayan yalı, savaş ve paşanın iflası nedeniyle yarım kaldı. Tamamlanamayan ve boş kalan ikinci ve üçüncü katlar yüzünden bina çevrede "Perili Köşk" diye anılmaya başlandı. Maddi sıkıntıya düştükten sonra Mısır'a göç eden Yusuf Ziya Paşa, bir süre sonra orada vefat etti. Vasiyeti gereği yalının kulesinin en üst katının taşları sökülerek Mısır'a götürüldü ve bu taşlardan Yusuf Ziya Paşa'nın mezarı yapıldı. Böylece paşa, köşkün cihannüma kulesini kendisine mezar odası yapmış oldu.

1933'te köşkü Basri Erdoğan satın alarak restorasyona başladı ve yalı Anıtlar Kurulu'nun kararıyla ilk hali göz önüne alınarak yeniden yapıldı. Sahil yolu geçtiği için artık denizle bir bağlantısı olmayan ve otuz sene yalnızlığa terk edilen köşkü, Borusan Holding 2002'de 25 yıllığına kiraladı ve Salıpazarı'ndaki merkezini buraya taşıdı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN