Cervantes İnebahtı'da kolunu nasıl kaybetti?
Cervantes'in yel değirmenleriyle savaşan şövalyesi Don Kişot romanı, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de de pek çok kişi tarafından okundu. O kadar ki etkilerini günlük hayatımızda kullandığımız deyimlerde bile kendini gösterdi. Peki, Cervantes'in Osmanlılara kılıç sallamak için İnebahtı Savaşı'na katıldığını biliyor muydunuz?
Giriş Tarihi: 07.05.2019
09:15
Güncelleme Tarihi: 08.10.2021
11:17
Don Kişot'u herkes bilir. Miguel de Cervantes Savedra'nın yel değirmenleriyle savaşan şövalyesinin romanı bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de pek çok kişi tarafından okunmuştur. Don Kişot'un atı Rozimante'yi ve seyisi Sanço Panço'yu hemen tanırız. O kadar ki günlük hayatımızda sık sık sıra dışı bir işe soyunanlara da "Donkişotluk yapma" denildiğine şahit oluruz. Cervantes'in diğer yönlerini ise bilmeyiz. İspanya'nın bu en meşhur yazarı 1571'de İnebahtı Savaşı sırasında yaralanmış ve sol elini kaybetmiş, daha sonraki yıllarda da Türkler tarafından yakalanarak beş yıl Cezayir zindanlarında esaret hayatı geçirmişti.
1547'de İspanya'da doğan Cervantes bir doktorun oğluydu. Baba Rodrigo Cervantes soylu olduğunu iddia eden ama zengin olmayan bir adamdı. Yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak doğan Miguel de Cervantes'in hayatı ailesi birlikte şehirden şehire dolaşmakla geçti. Bu yer değiştirmenin asıl sebebi, alacaklılardan kaçmak içindi. Sevilla'da bir Cizvit okulunda okuduktan sonra Madrid'de üniversiteye gitti. Avrupa'nın önemli düşünürlerinden Erasmus'un öğrencilerinden olan Lopez de Hoyos'tan dersler aldı. Şehirden şehire dolaştığı için iyi bir tahsil yapamamıştı. Bir kavga sırasında birisini yaralayınca hayatının gidişatı değişti. Tutuklama kararı çıkınca 1569'da İtalya'ya kaçtı.
OSMANLILARA KILIÇ ÇEKMEK İÇİN SAVAŞA KATILDI
Bu sırada Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbrıs seferi dolayısıyla bütün İtalya ayaktaydı. Osmanlıların Kıbrıs'ı fethi 1453'ten beri bir Haçlı Seferi oluşturmak için çabalayan ancak muvaffak olamayan Papalığa istediği fırsatı vermişti. Papa V. Pius ile İspanya ve Venedik'in başını çektiği bu Haçlı birliğine Ceneviz, Sicilya, Napoli ve Avrupa'daki diğer Hristiyan devletler de asker ve gemi gönderdiler. Hazırlıklarını tamamlayan donanma Kıbrıs'ı geri almak için harekete geçti. Bu donanmaya İtalya'da bulunan Cervantes de katılmıştı. Don Kişot'un yazarı, Haçlı donanmasındaki bir İspanyol gemisi olan Marquesa'yla kendisini bekleyen kaderinden habersiz olarak Türklere karşı savaşmaya gitmekteydi.
CERVANTES KOLUNU NASIL KAYBETTİ?
Cervantes, 7 Ekim 1571'de Yunanistan'ın Patrai Körfezi'nde Türklerin İnebahtı, Avrupalıların Lepanto dedikleri yerde Osmanlı donanması ile karşılaştı. Cervantes bu savaşta Türklere karşı büyük bir heyecanla savaştı. Fakat göğsüne yediği iki kurşun koluna gelen bir gülle ile yaralanmış ve yarası yüzünden sol elini kaybetmişti. Bu yüzden de "el Manco de Lepanto" yani "İnebahtı'nın tek kollusu, İnebahtı'nın sakatı" diye anıldı.
BEŞ YIL ESİR HAYATI YAŞADI
Cervantesin talihsizliği kolunu kaybetmekle bitmedi. Durumuna bakmadan İnebahtı'dan sonra da İspanyol donanmasında askerliğe devam etti. 1575'te bir İspanyol gemisiyle birlikte Akdeniz'de yol alırken Afrika'daki Türk korsanlar tarafından esir alındı ve Cezayir'de köle olarak satıldı. Ailesi fakir olduğu için fidye parasını ödeyemedi. Miguel de Cervantes de defalarca kaçıp kurtulmaya çalıştı ancak her defasında başarısız oldu, zindanda prangaya vurularak tutuldu. İstanbul'a köle olarak gönderilmek üzereyken ailesi kilisenin yardımıyla topladığı fidyesini gönderdi ve böylece Cervantes özgürlüğüne kavuştu. Beş yıl Cezayir'de esir kalan Cervantes bu sırada Türk ve İslam kültürlerini yakından tanımış, Türkçeyi de öğrenmişti. Esaret hayatı ve buradaki öğrendiklerinin tesirleri daha sonra yazacağı eserlerine yansıdı.