ŞEYHÜLİSLÂM ZEKERİYYÂZÂDE YAHYÂ
"Ko kafes nağmesini nağme-i peyderpeye gel,/Râyegan dinleyelim bülbülü İstinye'ye gel"
Yahyâ Efendi, 1561 ile 1644 tarihleri arasında yaşamış, I. Mustafa, IV. Murad ve Sultan İbrahim döneminde şeyhülislamlık yapmış bir zat-ı şerif. Bilhassa IV. Murad döneminde itibarı ve şöhreti artan, bu süreçte hayatının en rahat dönemini yaşayan Yahya Efendi, Sultan İbrahim döneminde uğradığı iftiralar sebebiyle gözden düşer ve haksız ithamlardan duyduğu üzüntüyle sağlığı bozulur. Vefat edince babasının Fatih-Çarşamba'da yaptırdığı medresenin hazîresine defnedilir. Döneminin meşhur şairlerinden biri olduğu için vefatına dair pek çok tarih düşürülmüştür, bunların en ünlülerinden biri "Kabr-i Yahyâ ola yâ rab pür-nûr"dur. Sade ve samimi bir söyleyişi benimsemiş olan Yahya Efendi'nin dîvanı da çoğunlukla gazellerden oluşur.
GAZEL
Salınsun îd irişdi yine hûbanı Sitanbûlun
Yine ârâste olsun Karâmânı Sitanbûlun
Safâlar kesp idüp uşşâka olsun merhâbâ yer yer
Vefâ meydânına gelsün civânânı Sitanbûlun
Döner hurşîd-i âlemtâbına gerdûn-ı gerdânın
Binüb dûlâba her bir mâh-ı tâbânı Sitanbûlun
Semend-i nâz ile yöğrük civanlar seyre çıksunlar
Pür olsun hûblarla At Meydânı Sitanbûlun
Bu şi'rin hak budur Yahyâ ki gâyet bî-nazîr oldu
Pesend eylerse lâyık ehl-i irfânı Sitanbûlun