Doğu'nun gizemine kapılan 5 ressam
Kimi zaman sultanların daveti ile kimi zaman ise farklı sebeplerden ötürü Doğu'ya gelen ressamlar, Doğu'nun müthiş dokusundan etkilendi. İstanbul'a hayran kalıp yaşamının sonuna kadar burada kalan Amadeo Preziosi'den, saray ressamı olmakla onurlandırılan Fausto Zonaro'ya kadar birçok ressam için özellikle İstanbul ayrı bir gizemdi. Doğu'yla ilgili birbirinden özel eserler ortaya çıkaran bu oryantalist ressamları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 10.08.2019
15:48
Güncelleme Tarihi: 26.01.2022
10:02
Jean Baptiste Vanmour, 1699'da İstanbul'a geldi. 1730'daki Patrona Halil Olayı'na şahit oldu ve bu olayı resmetti. Bu tablosu da Amsterdam Müzesi'nde sergilenir.
Vanmour'un İstanbul'daki bu tanıklığını önemli kılan yaptığı resimlerle tarihe Lale Devri'nin önemli görsel belgelerini kazandırmış olmasıdır.
Lale Devri'ni ayrıntılarıyla tasvir eden ressam, Levni'nin eserlerinden etkilendi.
Vanmour, çok sayıda elçi kabul törenleri, İstanbul görünümleri, portreler, Patrona Halil isyanı gibi siyasi ve toplumsal olaylar ve gündelik yaşam sahneleri resmetti. Vanmour, resimlerini gerçekçi bir üslupla ele almış ve ayrıntıcı çalışmıştır; dolayısıyla resimlerin belgesel niteliği çok yüksektir.
Yaşamının sonuna kadar İstanbul'da kalan sanatçının İstanbul resimleri arasında "Sarraf", "Rum Düğünü", "Açık Havada Eğlenen Rumlar", "Arnavut Askerlerinin Portresi", "Patrona Halil", "Çavuş", "Padişah", "Türk Düğünü", "Mevlevi Dervişleri" ve "Bentler" yer alır.
Belçikalı manzara ressamı Jacob Jacobs, 1812'de doğdu. Ailesinin anne tarafı Beethoven ile ilişkili olan Jacobs, aslında ailesi taradından yazar olması hedeflenmese de o Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi'ne (Antwerp) girdi.
Burada Gustaf Wappers ve Ferdinand de Braekeleer ile birlikte çalıştı. Ludolf Backhuysen ve Adriaen van de Velde'nin çalışmalarından etkilenip, deniz kompozisyonlarına ilgi duydu. İlk sergisini 1833'te açtı. 1834'te Kuzey Denizi'ne bir gezi yaptı ve 1837'deki Hollanda gezisinde de çok miktarda malzeme biriktirdi.
Gezilerini yeterli bulmadı ve 1838'de Cebelitarık'a, Kuzey Afrika sahillerine, Mısır'a, Çanakkale'ye, İstanbul'a uzun bir deniz yolculuğuna çıktı. Türkiye ve Rodos'u dolaştı. Bundan sonra Almanya'ya ve Saint Petersburg'a gitti. Bu seyahatler sırasında, hayatının geri kalanında ilham almak için kullanacağı iki büyük albüm derledi.