Dünyanın en güzel cami minareleri
Yüce Allah'ın bize mescid kıldığı yeryüzünde camiler, günün beş vakti ümmeti bir araya getiriyor. Kimi camiler var ki farklı mimarileriyle, kubbe ve minare tasarımlarındaki uyum ile adeta göz kamaştırıyor. Coğrafi şartlar ile şekillenen, birkaç mimari üslubu barındıran, ince işçiliklerle bezeli pek çok cami bulunuyor. Dünyanın dört bir yanından mimarileriyle göz kamaştıran cami minarelerini derledik.
Giriş Tarihi: 03.08.2020
09:47
Güncelleme Tarihi: 12.04.2022
14:01
Şehzade Camii, Kanûnî Sultan Süleyman'ın, Manisa sancağında vali iken 950 (1543) yılında vefat eden oğlu Mehmed adına yaptırdığı Şehzade Külliyesi, Mimar Sinan'ın tasarladığı ilk selâtin külliyesinin içinde yer alır.
Dengeli tasarımı ile Osmanlı mimarisinin en etkileyici örneklerinden biri olan avlunun ve klasik normların hazırlayıcısı olan minarelerin kütleye bütünlenişi de çok başarılıdır. Evliya Çelebi'nin nakışlarından övgüyle bahsettiği minarede, kabartma bezemeler hareketlilik katmıştır.
Fas'ın en büyük camisi olan II. Hasan Camii, aynı zamanda dünyanın da en büyük camilerinden biri. 1993 yılında yapımına başlanan cami, 25 bin kişilik iç kapasiteye, toplamda ise 105 bin kişilik bir kapasiteye sahip.
II. Hasan Camii, aynı zamanda 210 metrelik uzunluğu ile dünyanın en uzun minareli camisidir.
Kota Kinabalu Camii – Malezya
Kota Kinabalu Şehir Camii, Malezya'nın Sabah eyaletinde yer alan Kota Kinabalu'da bulunuyor. Borneo Adasında ve Güney Çin Denizi üzerinde yer alan bu cami, şehrin ikinci ana ibadethanesi olarak biliniyor.
Miğferi andıran işlemeli mavi bir kubbesi ve dört minaresi bulunuyor. 1989 yılında inşasına başlanan bu cami, 2000 yılında ibadete açıldı. Mimari tasarımında, Medine'deki Mescid-i Nebevi'den esinlenilmiştir.
İznik Yeşil Camii – Bursa
İznik Yeşil Camii, Bursa'nın İznik ilçesinde bulunan Osmanlı mimarisinin ilk örneklerindedir. I. Murat'ın sadrazamı Çandarlı Halil Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami günümüze ulaşmayan hadis okutulan bir medrese ve bugün harap haldeki hamamı ile birlikte bir külliye şeklindeydi.
Caminin mermer mihrabı Osmanlı'da ilk örnektir. Minaresinde ise Selçuklu mimarisi izleri taşır. Mermerden yapılan mihrabında güçlü bir taş işçiliği vardır. Turkuaz, yeşil ve mor çinilerle zikzaklı motifte kaplanan minaresi camiye adını verir.
1966 yılında Suudi Arabistan Kralı Faysal bin Abdül Aziz'in İslamabad'ı ziyaretinde, önerisi ile bir cami yapılması gündeme gelmiş ve proje için 1969 yılında bir yarışma düzenlenmiştir. 43 ülkeden gelen 17 proje arasından, Türk mimar Vedat Dalokay'ın 1957 yılında Kocatepe Camii Proje Yarışması'nda da seçilen fakat "fazla modern" bulunarak yapılamayan projesi, Pakistan Hükümeti'nin yarışmasını kazanmıştır.
1976 yılında Pakistan hükümeti, Suudi Arabistan Devleti'nden alınan 130 milyon Suudi riyali (takriben bugünün 120 milyon dolar) ile inşasına başlanmış ve 1986 yılında tamamlanmıştır. Cami'nin dört adet ince uzun minareleri ise Türk camilerini hatırlatan mimarinin modernize edilmiş bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.