Düşlemekten vazgeçmeyen Ursula Le Guin’den fantastik alıntılar
Fantastik edebiyatın usta kalemi, Ursula Kroeber Le Guin , eserleriyle bizi, kendi kurduğu katmanlı diyarlarda maceralara çıkardı. Onun bize, yeryüzü veya yeraltında, aklımıza gelebilecek her konuya dair öğretecekleri vardı. Sizler için, düşlemekten vazgeçmeyen Ursula Le Guin'den fantastik alıntıları derledik.
Giriş Tarihi: 26.01.2019
13:39
Güncelleme Tarihi: 26.01.2019
13:51
"En Uzak Sahil ölüm hakkında. Onun diğerlerinden daha zayıf kurgulu, daha tutarsız ve eksik olması da bu yüzden. İlk iki kitap yaşadığım ve atlattığım şeyler hakkındaydı. En Uzak Sahil'de konu edinilen şeyi ise yaşayıp atlatamazsınız. Bu bana genç okurlar için çok uygun bir konu gibi gelmişti, çünkü çocuk yalnızca ölümün varolduğunu değil -çocuklar ölümün yoğun biçimde farkındadırlar- kendisinin de ölümlü olduğunu, öleceğini anladığı anda, çocukluk biter ve yeni hayat başlar. Bu da büyümedir, ama daha geniş bir bağlamda."
"Gerçek kardeşlik paylaşılan acıda başlıyor."
İlk kısa hikâyesini 9 yaşındayken yazdı, 11 yaşına geldiğindeyse ilk bilimkurgu hikâyesini basılması için 'İnanılmaz Bilimkurgu' dergisine göndermişti. Radcliff ve Columbia üniversitelerinde edebiyat eğitimini tamamladı. 1950'li yıllarda fantastik öyküler ve romanlar yazmaya başladı.
"Balığı bilmek için yüzmeye, yıldızı bilmek için parlamaya gerek yok."
1962'de ilk bilimkurgu öyküsü, 1966'da ise ilk romanı yayımlandı. Hugo, Nebula, Locus ve Dünya Fantezi ödüllerinin hepsini en az iki kere olmak üzere kazandı. 2000'de ABD edebiyatına katkıları nedeniyle, ABD Kongre Kütüphanesi'nce "Yazarlar ve Sanatçılar" kategorisinde "Yaşayan Efsane" seçildi. 2002'de PEN Malamud Ödülüne layık görüldü. 2014'te edebiyata verdiği katkılardan dolayı Amerikan Ulusal Kitap Ödülü'yle lâyık görüldü. Başta Neil Gaiman, Iain Banks ve Salman Rushdie olmak üzere pek çok yazarı etkiledi. En çok bilinen serisi Yerdeniz Öyküleri, 2006 yılında Goro Miyazaki tarafından animeye uyarlandı.
"Ölmek, kendini yitirmek ve diğerlerine katılmaktır. O ise kendini kurtarmış, diğerlerini yitirmişti."
Ursula K. Le Guin, 1969'da yazdığı "Karanlığın Sol Eli" ile bizlere cinsiyet kavramının olmadığı bir toplumun sosyolojik yapısını düşündürdü. 1966'da yayımlanan Rocannon'un Dünyası ve Sürgün Gezegeni romanları ile yazın hayatına başlamıştı. Bu iki roman aynı zamanda Hainish Cycle'ın da başlangıcı olacaktı...
"Bize birbirimizden başka kimsenin yardım etmeyeceğini, eğer elimizi uzatmazsak hiçbir elin bizi kurtaramayacağını biliyoruz. Uzattığınız el de boş, tıpkı benimki gibi, hiçbir şeyiniz yok. Hiçbir şeye sahip değilsiniz, hiçbir şey sizin malınız değil. Özgürsünüz. Sahip olduğunuz tek şey ne olduğunuz ve ne verdiğinizdir."
Hainish Cycle, Le Guin'in en önemli bilimkurgu eserlerini de içeren bir seridir. Dünya'nın da dahil olduğu birtakım gezegenlerdeki insan uygarlıklarının, seyahat ederek birbirleriyle ilk kez temaslarını ve bir federasyon kurma çabalarını konu edinir. Yazar, bu aynı evrende geçen ancak birbirinden bağımsız romanlar ve öyküler serisinde, bilinmeyen dünyalara gezginler gönderir.