Efes 8500 yıllık yolculuğa çıkarıyor
UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'nde yer alan Efes, ziyaretçilerine, ilk yerleşimin başladığı milattan önce 6500 yılından bugüne kadar geçen sürede biriktirdiği kültürel mirası sunuyor.
Giriş Tarihi: 04.08.2018
16:25
Güncelleme Tarihi: 04.08.2018
16:34
Bölgedeki ilk yerleşimin izlerinin rastlandığı Çukuriçi Höyük'ün geçmişi, Efes Antik Kenti'nden çok eskiye, 6500 yılına uzanıyor. Höyükte bulunan eserler, bölgedeki yerleşimin hangi döneme rastladığına dair bilgiler veriyor.
Geçmişi milattan önce 3. yüzyıla dayanan Efes Antik Kenti ise Celsus Kütüphanesi, antik tiyatrosu, Hadrian Tapınağı, yamaç evleri gibi yapılarıyla antik dönemin mimarisinin en seçkin örneklerini barındırıyor. Helenistik, Roma ve Bizans dönemini yaşamış, antik şehir yapısı en iyi korunmuş kentlerden Efes, dünya mimari tarihi için de çalışma alanı niteliği taşıyor.
Ayasuluk Tepesi ise Efes'in bugünkü yerine taşınmadan önce kurulduğu yer olarak öne çıkıyor. Ayasuluk'ta hem Hristiyanlığın hem de Türk-İslam döneminin önemli yapıları bulunuyor. 12 havarilerden olan ve "Hazreti İsa'nın en sevdiği, annesini ona emanet edecek kadar yakın gördüğü" değerlendirilen, İncil yazarlarından St. John'un mezarının bulunduğu kilise, Hristiyanlar için hac kilisesi olarak kabul ediliyor. Kilisenin geçmişi 5. yüzyıla kadar uzanıyor.
Tepedeki diğer önemli bir eser olan 1300'lü yıllarda yapılan İsabey Camisi, avlulu cami mimarisinin örneği olarak dikkati çekiyor.
Tanrıça Artemis'e ithaf edilmiş ve milattan önce 550 yıllarında tamamlanan Artemis Tapınağı da bu alanda varlığını koruyor.
UNESCO Dünya Miras Listesi'ndeki Efes'in bileşenlerinden olan Meryem Ana Evi de özellikle Hristiyanlık için kıymetli yapılar arasında gösteriliyor. Farklı tarihlerde papaların ziyaretiyle önemi artan Meryem Ana Evi, Hazreti Meryem'in ömrünün son yıllarını geçirdiği yer olarak değerlendiriliyor.