Eli resim kalbi şiir olan ressam şairler
Bedri Rahmi, İlhan Berk, Cemal Süreya başta olmak üzere şair yönüyle tanıdığımız edebiyatçılarımızın, resim sanatında da eserler verdiğini biliyor muydunuz? Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun vefat yıl dönümünde, eli resim kalbi şair olan edebiyatçılarımızı derledik.
Giriş Tarihi: 21.09.2019
11:59
Güncelleme Tarihi: 26.05.2021
21:11
Bedri Rahmi'nin çocukluğu, Anadolu'nun değişik yerlerinde geçti. Havza, Kütahya, Ankara, Artvin'de bulunduktan sonra babasının Trabzon milletvekili seçilmesi üzerine ailesi 1925'te Trabzon'a yerleşti. Trabzon Lisesi'nde öğrenim gördü. 1927'de okuluna resim öğretmeni olarak atanan ve orada yedi ay görev yapan ünlü ressam Zeki Kocamemi, onun resim yeteneğini keşfetti ve onda resme ilgi uyandırdı.
Bir öğrenim bursu ile Fransa'ya gitmiş olan ağabeyi Sabahattin'in gönderdiği resim kitapları, ilgisinin devamını sağladı. Bu arada edebiyata da ilgi duyan Bedri Rahmi, ilk şiirlerini lise yıllarındayken yazmaya başladı.
1929'da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi. Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı'nın öğrencisi oldu. Ahmet Haşim'den estetik ve mitoloji dersleri aldı. 1931'de diplomasını almadan, kendisiyle bursunu paylaşan ağabeyi ile Fransa'ya gitti.1940'lardan sonra duvar resimlerine yönelen Bedri Rahmi, Paris'te "İnsan Müzesinde" ilkel kavimlerin sanatını inceledikten sonra "güzelin yararlı, yararlının güzel" olabileceği fikrini benimsedi ve eserlerinde bu görüşü yansıttı.
Bedri Rahmi, kendisini tümüyle resme vermesi konusundaki telkinlere rağmen şiir yazmayı da hiç bırakmadı ve 1948 yılının Ağustos ayında ikinci şiir kitabı "Karadut" yayımlandı.
CEMAL SÜREYA (1931 – 1990)
İkinci Yeni şiirinin öncü simalarından biri olarak değerlendirilmesine rağmen, Cemal Süreya şiir evrenini, temelinde ortak dilin yer aldığı geniş bir alan üzerine inşa etmiştir. Şairlik duygusunun en temel aktörü annesi Gülbeyaz Seber olan şair, şiire ilk adım atışını annesinin anlattığı Kerem ile Aslı hikâyesine bağlar. Süreya, imgesel, dil-sözcük oyunları içeren, konuşma dilinden uzaklaşmayan, soyut, biçimi önemseyen, edebi sanatlarla dolu şiirlerini yazarken kelimeyi ve dili şiirin ilk yapıtaşı addeder, gelenekten yararlanır, ama bunu yaparken yeni yeni imgelere tutunur ve bir ucuyla Doğu'ya diğer ucuyla Batı'ya uzanan geniş bir şiir iklimine sahiptir.