Hafta sonunda nereye gidelim, ne izleyelim, ne okuyalım?
"Nereye gidelim, ne izleyelim, ne okuyalım?" başlığıyla hafta sonunda değerlendirebileceğiniz birbirinden kıymetli tavsiyeleri sizlerle buluşturuyoruz. İslam sanatının en zengin koleksiyonuna sahip olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ne doğru bir yolculuğa çıkabilir, Fatma Bayram ile 'Esma-i Hüsna'nın kişiliğimiz ve ahlakımız üzerindeki etkisi'ni konuştuğumuz röportajımızı okuyabilirsiniz. Gelin, tavsiye listesine daha yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 13.11.2021
17:17
Güncelleme Tarihi: 24.12.2023
13:04
📌 Müzenin en nadide koleksiyonlarından biri Şam Evrakları Salonu.
Şam Emeviyye Camii'nde bir yangın çıkar. Burada muhafaza edilen tarihi arşiv de yangın ve su nedeniyle zarar görür. Evrakların korunması için 1911 yılında o dönem Osmanlı sınırları içerisindeki Şam'dan İstanbul'a gönderilir. Eserleri incelediğinizde yangının izlerini kolaylıkla görebilirsiniz.
📌 Oldukça hacimli olduğundan cam bölmede sadece en erken dönemli eserler sergilenir. 7. -8. yüzyıllara ait Kur'an sayfaları, ahşap ciltler, vekâletnameler, padişah fermanları bunlardan bazıları…
📌Kısacası bu evraklar, İslam sanatının gelişimini izleyebileceğiniz eşsiz bir hazine…
Müzede yer alan Mukaddes Emanetler Salonu ve daha fazlası için👇
VIDEO
Hangi yazıya göz atalım: Esma-i Hüsna'nın kişiliğimiz ve ahlakımız üzerindeki etkisi
📌Esma-i Hüsna kelime anlamıyla "en güzel isimler" demek... Rabbimizin isimlerinin, insanlar tarafından bilinebilenlerini içerir. Biliyoruz ki Rabbimizin her ismi bize yaşamımızı daha iyi anlamlandırmamız konusunda yardımcı olur. Fakat bunu idrak edebilmemiz için öncelikle Esma-i Hüsna'nın maneviyatını doğru okumamız gereklidir.
📌Fikriyat ekibi olarak, yazarımız Fatma Bayram hocamızla, "En Güzel İsimler 99 Esma Sonsuz Mana" isimli kitabını ve Rabbimizin güzel isimlerinin kişiliğimiz ve ahlakımız üzerindeki etkisini konuştuk. Bayram Esma-i Hüsna'yı şöyle açıkladı:
"Esma-i Hüsna, kelime anlamıyla en güzel isimler demek. Ve Rabbimizin isimlerinin, insanlar tarafından bilinebilenlerini içerir. Çünkü sınırsız sayıda ismi olduğunu bir Hadis-i Şerif'ten biliyoruz. Efendimiz (SAV) bir duasında; "Allah'ım Sana en güzel isimlerinle iltica ediyorum, hatta kendine sakladığın ve hiç kimseye söylemediğin isimlerinle de iltica ediyorum" der."
📌 Esma-i Hüsna'yı bilmenin, insanın yaratılıştaki ve kendi hayatında olup, biten kişisel hikâyesindeki güzellikleri de görmesine yardım edeceğini belirtti.
RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Neyin farkında olalım: İslam mimarisinin Avrupa’daki izleri
📌Asırlara meydan okuyan eserleri, mütevazılığı ve göz alıcı motifleriyle dünya tarihine yön veren bir medeniyet… İslam medeniyeti…
📌 İslam, kendinden önce birkaç uygarlığın yaşadığı topraklarda doğmuş ve yayılmıştı. Eski Mısır, Yunan, Sasani gibi…
📌 Her medeniyette olduğu gibi Müslümanlar da bunların müspet yönlerinden etkilendi. Çünkü bir uygarlığın kendi başına doğup gelişmesi mümkün değildir. İslam alimleri, o dönemde yetişen önemli isimleri tanımış, eserlerini okumuş ve abidelerini görmüştü. Bu onların tekniğini geliştirmelerini, yeni stillerin yükselmesini sağladı. Böylelikle bir ruh ve incelik kazandı, mimari.
📌 Kubbeleri, avluları ve atmosferi ile muhteşem bir kudret hissi veriyordu. Peki, İslam topraklarında yaşanan yenilikler Avrupa'ya nasıl taşındı? Bu mimari dönüşümü kavrayabilmemiz için Doğu ile Batı arasındaki irtibatın nasıl kurulduğunu anlamamız gerekiyor.👇
📌 En önemli faktör Kahire, Şam, Kudüs, Kurtuba gibi kadim şehirlerdi. Bu topraklardan geçen Haçlılar, seyyahlar, tüccarlar, Doğu'nun estetik anlayışına hayran kalmış, mimari gelişmeleri İspanya, Sicilya ve Venedik üzerinden Batı'ya ulaştırmıştı.
📌 Normanların Müslümanlarla iletişimi, özellikle de günümüz İspanyasında bir İslam devleti olan Endülüs'ün hâkim olması Karanlık Çağ yaşayan Avrupa'nın bilim ve sanatla buluşmasını sağladı. Yaklaşık 700 yıl varlığını sürdüren bu devlette dünya medeniyetinin mihenk taşlarını oluşturacak eserlere imza atıldı. Böylelikle Avrupa'da yeni bir stil ortaya çıktı. "Romanesk" ve "Gotik"…
Doğu'dan Batı'ya uzanan bu yolculuk, aslında İslam medeniyetinin etkisiyle Avrupa mimarisinin nasıl şekil aldığının hikâyesi… Avrupa'nın simgeleşen eserlerine daha farklı bakma zamanı geldi…
📌 UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Durham Katedrali'nde görülen gül pencere ve tonozlara dikkatinizi çekeceğiz. Görkemli gül pencereler, katedrallerin klasikleşmiş ve en ihtişamlı unsurlarından biriydi.
📌Daire şeklindeki bu pencereler, Ürdün'de 740-750 yılları arasında inşa edilen Hırbetü'l Mefcer Sarayı'nın dış duvarındaki sekizgen pencerelerden etkilenerek ortaya çıktı.
📌 İlk önce Durham Katedrali gibi Romensk, daha sonra da Avrupa'daki diğer Gotik kiliselerde uygulanmaya başlandı. Canterbury Katedrali'nde olduğu gibi. Burası Normandiya'dan getirilen özel taşlarla inşa edilmiş, İngiltere'de Gotik denilen tarzın en güzel örneği.
📌 Bir diğer önemli örneği ise Fransa'nın tarihi sembolü Notre-Dame Katedrali. Burada göze çarpan İslam mimarisine ait diğer unsurlar ise sivri kemer, kaburgalı tonoz ve kemerli payandalardı. Bunlar ilk olarak İslam mimarisinde kullanılmıştı.
📌 Müslümanlar kaburgalı tonozları, Hristiyanlardan en az yüz elli yıl önce biliyordu. Asıl ilham kaynakları ise Kurtuba Camii'ydi. En eski kaburgalı tonoza Abbasiler tarafından Irak'ta yaptırılan Uhaydar Sarayı'nda rastlanır. Müslümanlar daha önce kullanılan tonozları yeniden tasarlayarak daha büyük ve işlevli hale getirdiler.
VIDEO