Hangi yazar hangi fakülteyi terk etti?
Necip Fazıl'dan Abdürrahim Karakoç'a, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Edip Cansever'e birçok yazar, edebiyat dünyasına damgalarını vurdu. Kendi dönemini ile sınırlı kalmayıp sonraki nesilleri de etkileyen bu yazarlardan bazılarının yüksek tahsili yoktu. Peki, edebiyatımızın mihenk taşları olan bu yazarlar, hangi bölümleri terk ederek tahsillerini yarıda bıraktılar? Siz Fikriyat okurları için derledik.
Giriş Tarihi: 01.11.2019
15:33
Güncelleme Tarihi: 01.11.2019
15:49
Edebiyata olan merakı ilkokul yıllarında başlayan Orhan Veli, ortaokulda yedinci sınıftayken Oktay Rifat Horozcu ile tanıştı. Daha sonra bir müsamere ile Melih Cevdet Anday ile tanışarak arkadaş oldu. Lisenin ilk yıllarında onun edebiyat öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar'dı ve bu öğretmenlik sürecinde Tanpınar'dan öğütler aldı. 1932 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne kaydoldu. Bir yıl sonra Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyeti başkanı seçildi. 1935 yılına kadar üniversiteye devam etse de o yıl okuldan ayrıldı.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU-HUKUK
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanlarında Batılılaşma özentilerini eleştirerek Anadolu gerçekliğinin değerini anlatan önemli yazarlarımızdan biridir. 27 Mart 1889'da Kahire'de doğan Yakup Kadri, ilköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa'da başladı. 1903'te İzmir İdadisi'ne girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır'a döndü, öğrenimini İskenderiye'deki bir Fransız okulunda tamamladı. 1908'de başladığı İstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirmedi. 1909'da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. 1916'da tedavi olmak için gittiği İsviçre'de üç yıl kadar kaldı. İstanbul'a döndüğünde İkdam gazetesi yazarı olarak Millî Mücadele'yi destekleyen yazılar kaleme aldı. 1923 yılında Mardin, 1931'de Manisa milletvekili oldu. Bir yandan gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü.
AHMET HAMDİ TANPINAR-VETERİNERLİK
Türk edebiyatının mihenk taşlarından biri Ahmet Hamdi Tanpınar'dır. Ahmet Hamdi, 1901 yılında İstanbul, Şehzadebaşı'nda dünyaya geldi. Ondan sekiz yaş büyük bir ablası ve yedi yaş küçük bir kardeşi vardır. Babasının görevi nedeniyle çocukluğunun büyük bir kısmı İstanbul dışında geçti. 1902-1905 yılları arasında Ergani-Maden'de yaşayan aile 1905'de İstanbul'a döndü. 1908'e kadar İstanbul'da geçirecekleri bu dönemde Ahmet Hamdi, Ravza-i Maarif İptidai Mektebine başladı. Öğrenimini Temmuz 1908 - Haziran 1910 yılları arasında bulundukları Sinop'ta Rüşdiye'de devam ettirdi. Babasının görev yeri değişince 1910 Ekim-1913 Mayıs arasını yine ailece Siirt'te geçirdiler. Ahmet Hamdi burada Fransız Dominicain misyoner mektebine devam eder. Ahmet Hamdi, bir süre İstanbul'da Vefa İdadisi'nde okur. 1914 Temmuz'unda geldikleri Kerkük'te Eylül 1916 tarihine kadar kalırlar. İdadi öğrenimini burada sürdürür.
Antalya idadisini bitiren Ahmet Hamdi, 1918'de babası tarafından yükseköğrenim görmesi için İstanbul'a gönderilir. Önce Halkalı Baytar mektebine kaydolur. Bir yıl boyunca buranın öğrencisidir. Daha sonra 1919 Ekim ayında Darülfünun'a kaydolur. Önce Felsefe veya tarih okumaya niyetliyken Edebiyat şubesinde Yahya Kemal'in ders verdiğini öğrenince oraya devam etmeye karar verir.
TARIK BUĞRA-TIP, EDEBİYAT
Tarık Buğra, Eylül 1918'de Akşehir'de doğdu. İlköğrenimini Akşehir'de tamamladı. İki yıl İstanbul Erkek Lisesi'ne devam etti. Okulun yatılı kısmı kapatılınca öğrenimini Konya Lisesi'nde sürdürdü ve buradan mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik-Kimya-Biyoloji sınıfında yükseköğrenime başladı. Lise yıllarında ortaya çıkan yazar olma arayışları öğrenciliğin gerektirdiği sorumluluk duygusundan kopmasına, derbeder bir hayat sürmesine yol açtı.