Soyunu Âl-i Cengiz'e nispet eden Timur, 1400 yıllarda Ön Asya'yı kasıp kavurduktan sonra gözünü Ortadoğu'ya dikti. Ve Sahipkıran Emir Timur ile Âllame İbn Haldun'un tarihe geçecek o meşhur buluşması gerçekleşti. Fatih ile fakih, cihangir ile filozof, sultan ile âlim, kılıç ile kalemin karşılaşması gibi; zıt ve cazip. Timur'un Şam önlerine geldiğini öğrenen Memluk Sultanı Ferec, yanına İbn Haldun'u da alarak Kahire'den Şam'a geldi ama yokluğunda iktidarına kastedileceği haberini alması üzerine Haldun'u Şam'da bırakarak tekrar Mısır'a geri döndü. Emir Timur ile başbaşa kalan Şam'ı, kılıç kahrından, harap olmaktan ve o dehşetli gazaptan kurtarmak için Haldun'un yegâne önerisi bir heyet göndererek Emir'den eman dilemekti. Timur'u Topal Kasırga olarak tasvir eder Haldun. Bir heyetle ordugâhına giderek Timur'la görüşür. Uzun uzun sohbetler ederler, isteği üzerine Mağrip'i anlatır Emir'e, karşılıklı hediyeleşirler.