Arama

İbn Haldun'un şehirleri

İbn Haldun'u doğuran bir anne olarak Arap-Osmanlı-Afrika esintilerinin kültürel hinterlandında hayat bulan Tunus, bir 'kapılar' şehridir. Binlerce kapıdan oluşan bir şehirde, yüz binlerce anahtar keşfeden İbn Haldun, doğduğu şehre benzeyen zihniyle Tunus gibi bir filozoftur. Ve hâlâ el-Medine kapısında bekler ruhu.

  • 7
  • 11
GRANADA- ENDÜLÜS
GRANADA- ENDÜLÜS

İbn Haldun, devleti akarsuya, şehri ise akarsu sayesinde yeşillenen bir toprağa benzetir. Haldun 1362'de Cebelitarık'ın karşı kıyısına geçerek, ata yurdu Endülüs topraklarına ayak bastı ve Gırnata emiri V. Muhammed'in verdiği bir görevle barış anlaşması yapmak üzere Kastilya Kralı Zalim Pedro'ya elçi olarak gönderildi. 1374'te bir kez daha geldi bu kırmızı şehre ve bir kez daha geri döndü Mağrip'e.

  • 8
  • 11
ŞAM
ŞAM

Soyunu Âl-i Cengiz'e nispet eden Timur, 1400 yıllarda Ön Asya'yı kasıp kavurduktan sonra gözünü Ortadoğu'ya dikti. Ve Sahipkıran Emir Timur ile Âllame İbn Haldun'un tarihe geçecek o meşhur buluşması gerçekleşti. Fatih ile fakih, cihangir ile filozof, sultan ile âlim, kılıç ile kalemin karşılaşması gibi; zıt ve cazip. Timur'un Şam önlerine geldiğini öğrenen Memluk Sultanı Ferec, yanına İbn Haldun'u da alarak Kahire'den Şam'a geldi ama yokluğunda iktidarına kastedileceği haberini alması üzerine Haldun'u Şam'da bırakarak tekrar Mısır'a geri döndü. Emir Timur ile başbaşa kalan Şam'ı, kılıç kahrından, harap olmaktan ve o dehşetli gazaptan kurtarmak için Haldun'un yegâne önerisi bir heyet göndererek Emir'den eman dilemekti. Timur'u Topal Kasırga olarak tasvir eder Haldun. Bir heyetle ordugâhına giderek Timur'la görüşür. Uzun uzun sohbetler ederler, isteği üzerine Mağrip'i anlatır Emir'e, karşılıklı hediyeleşirler.

  • 9
  • 11
ŞAM
ŞAM

Timur, İbn Haldun'u çok severek beraberinde payitahtına, yani Semerkand'a götürmek istese de, Haldun bu teklifi usulünce reddederek Kahire'ye döner. Ama Dımışk, Timur'un gazabından kurtulamaz. Şam'a yürüyen Timur, ölüm saçarak ilerler, şehri büsbütün harap eder. Yezid'in Emevî Camii'nin yakınında bulunan Bâbü's-sagîr Mezarlığı'ndaki ihtişamlı kabrini bularak mezarını açtırır, kemiklerinin yaktırılması emrini verdirir. Bir araya topladığı Yezid taraftarlarını ise Ümeyye Camii'ne doldurup katlettirir. Timur, Kahire'ye değil Semerkand'a doğru sürer atını. İbn Haldun'u yanında götürseydi, Osmanlı'yla savaşır mıydı bilinmez.

  • 10
  • 11
KAHİRE
KAHİRE

İbn Haldun yaşadığı şehirler, kentler ve ülkeler arasında en tutkulu, en başka ve en çok 'evrenin anakenti, dünyanın gül bahçesi, insan türünün arı kovanı' olarak nitelediği Kahire'yi sevdi. Şöyle niteler Kahire'yi İbn Haldun: "Dünya incisini, âlem bahçesini, milletler mahşerini, karınca gibi insanları, İslam'ın eyvanını ve iktidar koltuğunu gördüm. Çevresinde köşkler, konaklar görünüyordu. Ufuklarında hankâhlar ve medreseler parıldıyordu. Bilginlerden oluşan dolunaylar ve yıldızlar ışıyordu. Nil denizi kıyısı cennet ırmağını ve gökyüzü suları kopuş kaynağını andırıyordu. Suyu, susuzu, hastasını suluyordu. Dalgaları onlara meyveler ve hayırlar sağlıyordu. Kalabalıkları yutan kent sokaklarında nimetlerle dolu çarşılarında dolaştım"

  • 11
  • 11
KAHİRE
KAHİRE

Tunusî, veliyüddin, hadramî, maliki, mağribî, âllame. Nam-ı diğer İbn Haldun. Doğduğu ev ayakta ama mezarı yüzyıllardır kayıp. Ölüm uykusunu emanet ettiği en sevdiği beldede isteyerek kaybolmuş sanki. Cemil Meriç'le onu şöyle tanımlar "Tunuslu filozof bir kartal gibi yükselir bulutlara."

Lacivert dergi

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN