İslam uygarlığında müzikle ilgili 15 bilgi
Müzik skalasının kökleri, erken dönem İslam uygarlığında atılmıştır. Günümüzde Do, Re, Mi, Fa, Sol, La, Si adı verilen notalar, Arapça alfabesindeki Dal, Ra, Mim, Fa, Sad, Lam ve Sin harflerinin seslerine benzer.
Giriş Tarihi: 20.06.2019
18:03
Güncelleme Tarihi: 21.06.2019
08:50
Seyyar müzisyenler, tacirler ve gezginler Avrupa'da müziğin yayılmasına yardımcı olmuşlardır.
Dokuzuncu yüzyıl Müslüman İspanya'sında Ziryab adlı şarkıcı, ezgili sesinden dolayı oldukça popülerdi.
Onuncu yüzyıl müzisyeni ve filozofu olan Farabi , keman ailesine mensup çalgıların atası olan rebabeyi ve sitarın yatay uygulaması olan kanunu geliştirmiştir.
Ayrıca 12'nci yüzyılda, ilk önce İbranice'ye sonra da Latince'ye çavrilmiş olan Büyük Musiki Kitabı'nı yazmıştır.
Rebap: Çoğunlukla Orta Asya'da kullanılan, çeşitli biçimleri olan telli bir çalgı türüdür. Bir saz türüdür, gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılır. Türkiye, İran, Arabistan, Kuzey Afrika, Afganistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde bazı mızraplı ya da yaylı çalgılara verilen ortak bir isimdir.
Sitar: Telli uzun saplı bir saz, müzik enstrümanıdır. Hindistan kökenli bu sazın sözcük anlamı Farsça 'da 30 tellidir. Bu müzik aleti, Hint kültürü dışında batıda da benimsenmiş bir çalgıdır. Sitar Iran-Afganistan bölgesinin sehtar adlı aletinden türemiştir. Sitarın telleri iki kategoriye ayrılır.