İstanbul Boğazının Balkonları “Korular”
İstanbul'da, şehrin çeşitli semtlerine dağılmış irili ufaklı pek çok koru bulunmaktadır. Bu korular, genel olarak İstanbul Boğazı'na bakan tepelerin yamaçlarında yoğunlaşmıştır. Günümüzde şehrin her iki yakasında, yerleşim alanlarıyla çevrelenmiş korulara rastlanmaktadır.
Giriş Tarihi: 11.04.2018
02:12
Güncelleme Tarihi: 11.04.2018
02:20
Özellikle Ayazağa Korusu 'nda İstanbul'un hiçbir yerinde rastlanmayacak çap ve boylarda anıt ağaçlara rastlanmaktadır. Korularda Türkiye iklimine yabancı, Amerika ve Afrika kökenli anıt ağaçlar da dikkat çekmektedir. Bu ağaçların fidanları Osmanlı sarayına dış ülkelerden armağan edilmek suretiyle girmiş ve korulara dikilerek değerlendirilmiştir. İçinden akarsu geçen korularda tarihî bentler ve göletlerle birlikte Bizans döneminden kalma harabelere de rastlanmaktadır.Korular çeşitli büyüklüklerde olup yüzölçümleri 2 hektarla 47 hektar arasında değişmektedir. Belediyeye ait korular kent parkı olarak düzenlenmiş olup yıl boyunca ziyarete açıktır İstanbul ilinde toplam 54 adet koru ve özel orman vardır.
Bunların toplam yüzölçümü 6735,8 hektardır. Denetimi İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. İstanbul'daki koruların 11'i İstanbul Büyükşehir Belediyesi 'ne aittir. Belediyeye ait korulardan 4'ü Üsküdar ilçesinde, 2'si Beykoz ilçesinde, 2'si Sarıyer ilçesinde, 1'i Ümraniye, 1'i Fatih ve 1'i de Beşiktaş ilçesinde bulunmaktadır. Bu korular içinde en büyüğü 323 hektarlık Hacıosman Korusu , en küçüğü ise Harem Korusu 'dur. Bunlar dışında, henüz şehir planlarına geçirilmemiş ya da saptanmamış birçok koru daha bulunmaktadır.
EMİRGAN KORUSU
Sarıyer 'deki Emirgan Korusu Sarıyer'in en güzel noktalarından birine konumlanmış durumda. Üstelik İstanbul'daki en geniş ağaç çeşitliliğine sahip de bir yerde. Koruya adım atar atmaz göletlerin ferahlığı , şelalelerin sesleri ve kuşların ötüşleri yle doğanın birçok özelliğini yansıtan şehir içinde bulunan 'saklı bir cennet' adeta. 43 bin hektar büyüklüğündeki büyük koruda birçok çiçeğin yanında yüzyıllık erguvan ve meşe ağaçları gibi türler mevcut.
Korunun hikâyesiyse şöyle: On yedinci yüzyılda Revan seferine çıkan dördüncü Murat , Revan Kalesi 'ni fethettikten sonra kale kumandanı Emir Mirgünoğlu 'nu affederek Emirgan 'da oturmasına müsaade etmiş. Emirgan'ın adı da işte tam buradan gelmektedir. Koruyu ondokuzuncu yüzyıl ortasında Hidiv İsmail Paşa kullanmış, 1943 yılındaysa tamamen halka açılmıştır.
Emirgan Korusu, mekânlar ve etkinlikler açısından da oldukça zengin bir içeriğe sahip. Koruluk içerisinde biyolojik gölet, şelaleli havuz, mesire alanları , çocuk oyun parkları, kafe, lale müzesi bölümleri ve Sarı, Pembe ve Beyaz Köşk olmak üzere üç tarihi köşk de bulunmaktadır.
MİHRABAT KORUSU
Kanlıca 'da Fıstıklı yokuşundan boğaz kıyısına inen arazide, I. Mahmut zamanında istanbul Boğazı'na hâkim bir tepe üzerine kurulan bir korudur. Bu tabiat mirası, fıstık çamları, erguvanlar , çınarlar, serviler başta olmak üzere birçok ağaç ve bitki türünü barındırır. Bahar aylarında katırtırnakları ve defne kokuları birbirine karışır. Özellikle erguvan zamanı mutlaka ziyaret edilmeli. Ve dolunayın Boğazın sularına yansımasını seyrine doyum olmaz. Mihrabat Korusu'na, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılarak III. Ahmet 'e armağan edilen Mihrabat Kasrı'nın adını verdiği iddia edilir.