İstanbul'un bilinmeyen adaları
İstanbullulara bir vapur mesafesi uzaklıkta, doğal güzellikleriyle büyülerken geçmişten getirdiği miraslarıyla sizi kendine hayran bırakan, balığınızı yiyip denizinde yüzme olanağı sağlayan, Marmara denizinden İstanbul'a göz kırpan "Adalar", nam-ı diğer Prens Adaları.
Giriş Tarihi: 17.04.2018
22:53
Güncelleme Tarihi: 17.04.2018
23:23
İstanbul'un boynuna dizilmiş bir kolyenin nadide taşları gibidir. Şehre uzaklıkları 2.3 ile 15.5 kilometre arasında değişen bu adalar, Büyükada , Heybeliada , Burgazada , Kınalıada , Sedefadası , Yassıada , Kaşıkadası , Sivriada ve Tavşanadası olmak üzere toplam 9 tanedir. Ancak bunlardan İstanbul'a en yakın olanları ve İstanbullular tarafından en çok rağbet görenleri ise Büyükada , Kınalıada , Burgazada ve Heybeliada' dır. 9 asıl adanın beşi yerleşime açıkken, kalan dört adada yerleşim bulunmuyor.
Zaman içinde Kınalıada'ya Ermeniler, Burgazada'ya Rumlar, Büyükada'ya Yahudiler ve Heybeliada'ya da genellikle Türkler yerleşmişlerdir. Günümüzde adaların popülâsyonu da tıpkı İstanbul'unki gibi daha kozmopolit bir hal almıştır.
YAZLARI ADAYA GELEN AİLELERİN İKİNCİ EVİ
Günümüzde adalar özellikle yaz aylarında yoğun bir iç turizm hareketine sahne olmaktadır. Bölgenin nüfusu, yaz aylarında kış aylarına göre yaklaşık olarak 10 katına yakın bir artış göstermektedir. Hafta sonları ise bu oran daha da artar. Adalardaki yerleşik nüfusun çoğu İstanbul'da çalışarak her gün vapurla gidiş geliş yapar. Evlerin çoğu ise İstanbul'da yaşayan ama yazları adaya gelen ailelerin ikinci evi olarak kullanılmaktadır.
ESKİDEN PRENSLER SÜRGÜN EDİLİRDİ
Adalar, İstanbul luların nefes alma yeri, ayrı bir dünyası konumunda. Adalar denildiğinde Anadolu yakasında, Bostancı'dan Kartal sahile paralel uzanan iki sıra şeklindeki Prens Adaları akla gelir. M.Ö. 569 'da İmparator 2. Justinianus tarafından saray ve manastır yaptırılan adalar, aynı zamanda Bizans döneminde Prens lerin sürgün edildiği yer olması sebebiyle Prens Adaları olarak anılmaktaydı.
SEDEF ADASI (TEREBİNTOS)
İstanbul adalarının en doğusunda yer alan Sedef Adası derinliği 11-13 metre arasında olan bir deniz altı sırtı ile Büyükada'nın güney yarısına bağlıdır.
Yakın tarihte iskâna açılmış olan adada çoğunlukla yazlık villalar bulunmaktadır. Adaların yerleşime açık olan en küçük adasıdır. Motorlu araç ve fayton kullanılmamaktadır. Adanın etrafı doğal plajlarla çevrili olup sahil şeridi halka açıktır.
Ada 1850 yılında Tophane Müşiri Damad Ferit Paşa'nın mülkiyetine geçmiştir. Bu dönemde adaya zeytin ağaçları dikilmiş ve çeşitli sebzeler yetiştirilmiştir. Ada paşanın ölümünden sonra bakımsız kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı sürecinde İstanbul'un işgali sırasında müttefiklerin eline geçen Yavuz Zırhlısı uzun bir süre burada demirlenmiştir. Bu süreçte adadaki tüm ağaçlar kesilmiştir.