İstanbul'un bilinmeyen adaları
İstanbullulara bir vapur mesafesi uzaklıkta, doğal güzellikleriyle büyülerken geçmişten getirdiği miraslarıyla sizi kendine hayran bırakan, balığınızı yiyip denizinde yüzme olanağı sağlayan, Marmara denizinden İstanbul'a göz kırpan "Adalar", nam-ı diğer Prens Adaları.
Giriş Tarihi: 17.04.2018
22:53
Güncelleme Tarihi: 17.04.2018
23:23
HEYBELİADA (HALKİ/BAKIR)
Burası Büyükada'dan sonra yüzölçümü olarak en büyük ikinci adadır . Heybeliada diğer adalarla karşılaştırıldığında kışın da canlı bir hayata sahiptir. Bunun sebebi burada bulunan bahriye okulları ve lojmanları, Papaz (Ruhban) okulu, sanatoryum , kiliseler ve lise dir. Bölgede Bizans döneminde maden işleri, ticaret okulu, kilise ve manastırlarla şarapçılık günlük yaşamda ön planda geliyordu.
Osmanlı döneminde ise çamlıkların, balıkların ve otellerin çokluğu nedeniyle daha çok sayfiye yeri olarak kullanılmıştır. Ayrıca yine Osmanlı döneminde Fener ve Kudüs Patriği Heybeliada'da ikamet etmekteydi. Bu nedenle ada, özellikle Ortodoks mezhebinden pek çok patrik metropolit ve diğer din adamlarının mezar ve hatıralarını barındırmaktadır.
Tarihsel süreçte Dimoniso , Khalky , Halkitis ve Halki gibi isimlerle anılmıştır. Bu isimler arasında özellikle Halki ismi yoğunlukla kullanılagelmiştir. Halki ismi Yunanca bakır anlamına gelen Halkos 'dan türemiştir. Ada sakinlerinden Demoniso tarafından işletilen bakır madeni nedeniyle de adanın Demoniso isminiyle anıldığı olmuştur. Bu madenin M.Ö. 4.yy. kadar işletildiği, madenin denizle bitişik olması ve Çam Limanı' nın da kazılması nedeniyle bölgenin ay biçimini aldığı (Çam Limanı Koyu) düşünülmektedir.
Bakır madeni içerisinden ayrıca altın da elde edildiği, altının ayrıştırılma işleminin ise Konstantin isimli bir patrik tarafından gerçekleştirildiği belirtilmektedir.
KINALIADA (PROTİ)
Kınalıada, Marmara Denizi'nde yer alan adaların en küçüğü dür. Burası en çok adanın en yüksek tepesinde Hıristo Manastırı ile bilinmek tedir. Manastırın kurucusu, yaşamı, dostlarının ihanetine uğrayarak tarihe bir ibret hikâyesi olarak geçen Bizans imparatoru Romanos IV. Diogenis (Batı ve Osmanlı literatüründe Romen Diyojen olarak geçer)'dir.