İzlerini kaybettiğimiz dünyaca ünlü tablolar
Sanat eserleri, bulundukları dönemden koparak dünyayı ve tüm zamanları etkisi altına alır. Bu denli önem arz eden eserlerin de paha biçilemez değerleri vardır. Dikkatleri üzerine çeken eserlerin bazıları gerek güvenlik önlemlerinin eksikliğinden gerekse başka aksaklıklardan kaybolmuş veya çalınmıştır. İşte, izlerini kaybettiğimiz dünyaca ünlü o tablolar…
Giriş Tarihi: 10.03.2019
18:39
Güncelleme Tarihi: 10.03.2019
19:10
“CHRIST IN THE STORM ON THE SEA OF GALILEE” – REMBRANDT
Rembrandt'ın Amerika'daki en çarpıcı anlatı resmi olan Celile Denizi'ndeki Fırtınada Mesih, aynı zamanda onun tek boyalı deniz manzarası. 1633'e tarihlenen Rembrandt, kendisini kentin önde gelen portreler ve tarihi konulardaki ressamı olarak kurduğu yerel Leiden'den Amsterdam'a taşınmasından kısa bir süre sonra yapıldı.
Sahnenin ayrıntılı gösterimi, şekillerin çeşitli ifadeleri, nispeten cilalı fırça işleri ve parlak renkler Rembrandt'ın erken tarzının karakteristiğidir. Arnold Houbraken gibi on sekizinci yüzyıl eleştirmenleri genellikle bu erken dönemi Rembrandt'ın daha sonraki, daha geniş ve daha az tanımlayıcı bir şekilde tercih etmişti. Tablo, 1990 yılında kayboldu. Bulunması üzerine önerilen ödül ise 3,2 milyon pound.
Pablo Picasso, tam adı ile Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso, İspanyol ressam ve heykeltıraş. 20. yüzyıl sanatının en iyi bilinen isimlerindendir. Georges Braque ile birlikte kübizm akımının temelini atmıştır.
“LE PIGEON AUX PETİS POIS” – PICASSO
Güvercin ve Yeşil Bezelyeler isimli bu tablo, Kübizm akımıyla 1911 yılında yapıldı. Tablo, 2010 yılında kayboldu. Bulunması üzerine önerilen ödül henüz bilinmiyor.
“HARLEQUIN HEAD” – PİCASSO
Bu tablo, Matisse, Monet ve Gauguin'in çalışmaları ile birlikte, 16 Ekim 2012 tarihinde Rotterdam'daki müzeden çalındı.
Paul Cézanne, Fransız post-empresyonist ressam ve gezgin. Modern sanatın gelişmesine yaptığı katkılar ve etkisi nedeniyle çoğu zaman modern sanatın babası olarak anılmıştır. Empresyonizm ile kübizm arasında bir köprü oluşturmuştur.