Kadim tarihiyle Alanya Kalesi
Antalya'nın turizm merkezlerinden Alanya'da 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dâhil edilen 6 kilometre uzunluğunda surlarla çevrili Alanya Kalesi, her ay 140 bin ziyaretçi ağırlıyor.
Giriş Tarihi: 22.08.2018
15:37
Güncelleme Tarihi: 22.08.2018
16:04
Alaiye; Selçuklu devletinin çöküşüyle kısa bir süreliğine Kıbrıs Krallığının eline geçer(1293), Karaman ve Alaiye Beylik dönemlerinden sonra Osmanlı hakimiyeti altına girer (1471).
Yukarı Kale'de bulunan Süleymaniye Camisi, bedesten ile arasta ve geleneksel Alanya Evleri Osmanlı dönemi eserlerindendir.
Alaiye; Cumhuriyet döneminde kenti ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği doğrultusunda Alanya adını alır.
Yerli, yabancı birçok seyyah Alanya Kalesi'nden söz eder. 1332 yılında İbn-i Batuta, buradaki kerestenin İskenderiye, Dimyat ve diğer Mısır şehirlerine ihraç edildiğini; 1650 yıllarına doğru Katip Çelebi, Alanya Kalesi'ni ihtişam bakımından Bağdat kalesi ile mukayese ederek burada pamuk, ipek ve susam yetiştirildiğini; 1671 yılında Evliya Çelebi ise 300 ev bulunan Orta Hisar'da Süleymaniye Camisinin ve Akşebe Mescidinin, bir sarnıcın, avlusuz evlerin, Aşağı Kale'de 2 medresenin, 6 çocuk mektebinin, 3 hanın, 1 hamamın, 1 çeşmenin ve 150 dükkanın bulunduğunu, bütün sokakların merdivenli olduğunu, ulaşımın katır ve eşeklerle sağlandığını belirtir.
Kadim tarihiyle 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan kale,aynı zamanda üzerindeki yapıları, surları ve ihtişamıyla turizm merkezi ilçenin en çok ziyaret edilen mekanlarından biri oldu.
Aylık ortalama 140 bin ziyaretçi ağırlayan ve Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Eravşar başkanlığında 30 yıldan bu yana devam eden kazı çalışmalarıyla tarihe ışık tutan Alanya Kalesi'nin, UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne alınması için ilçede yoğun çalışma yürütülüyor.
Alanya Kalesi Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Eravşar, yaptığı açıklamada, Alanya Kalesi yerleşkesindeki İçkale'de 30 yıldır kazı çalışması yapıldığını anımsatarak, bu yılki kazıların da bir süre önce tamamlandığını söyledi. Kale içindeki küçük kalıntılardan yola çıkarak gerçekleştirdikleri çalışmalarda büyük yapılara ulaştıklarına değinen Eravşar, şunları kaydetti:
"2018 kazı çalışması sırasında küçük bir yapı kalıntısı vardı. Niteliğini bilmiyorduk. Bunu takip ederek kalıntıyı anlamaya çalıştık. Bu kalıntının bulunduğu alanın etrafı büyük bir duvarla çevriliydi. Kazınca Selçuklu dönemine ait bir hamam bulduk. Hamamın bazı duvarları yıkılmış. Bu dönemde kullanılan hamamın, sarayın kullanımına tahsis edildiğini düşünüyoruz. Çevresindeki çevirme duvarı, sarayla bağlantılı bir şekilde devam ediyor. Sarayın hamam kısmının doğu tarafında külhanı var. Burada ocak kısmı ve üzerinde devam eden su deposu bulunuyor. Arkasında sıcaklık mekanı ve özel yıkanma odası birbirini takip ediyor. Hamamın iki farklı periyodunun olduğunu düşünüyoruz."