Kayıp mirasın izinde: Türkiye'den kaçırılan tarihi eserler
Binlerce yıllık insanlık tarihinin izlerini taşıyan Anadolu , Hitit, Lidya, Roma gibi birçok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Açık hava müzesi niteliğinde olan bu topraklar, barındırdığı kültürel eserler ile her çağda ilgi odağı oldu. Bu durum ne yazık ki tarihi eser kaçakçılarının da dikkatini çekmesine ve ülkemizden kültürel değerlerin koparılmasına neden oldu. 1800 yıllık antik Lidya Yazıtı da aynı kaderi paylaştı. Kültür Bakanlığı'nın yoğun çabaları neticesinde antik taş, yirmi yılın ardından iade edildi. Peki, ait olduğu topraklardan çalınan diğer eserler nelerdi?
Giriş Tarihi: 24.09.2020
13:13
Güncelleme Tarihi: 24.09.2020
13:58
1800 YILLIK LİDYA YAZITI AİT OLDUĞU TOPRAKLARA DÖNDÜ
📌 En son, Bakanlığın yoğun çabaları neticesinde iadesi sağlanan tarihi eserlerden biri Lidya Yazıtı'dır. İtalya'daki hukuki süreçte hâkimin değişmesi, daha sonra aleyhe verilen haksız karar ve temyiz girişinin 6 yıl ötelenmesi gibi sıkıntılar sebebiyle Lidya yazıtı, 20 yılı aşkın süredir ait olduğu topraklara dönmeyi bekledi.
➡ Türkiye'ye iadesi sağlanan 1800 yıllık antik taş , bir anne ve babanın iki oğlunun yaptığı hırsızlıktan duyduğu üzüntü ve pişmanlığın sonucu hazırlattıkları kefaret yazıtıdır.
➡ Milattan sonra 215-216 yıllarına tarihlenen yazıt, Saittai Antik Kenti'ndeki Apollon Aksyros Tapınağı'ndan İtalya'ya kaçırıldı.
Antik çağlarda insanlar, işledikleri günahtan kurtulmak ve herkesin ibret alması için tapınak duvarlarına günahlarını yazarlardı. İtalya'dan Anadolu'ya geri getirilen antik kentte bu tür itiraf yazıtıydı.
📌 LİDYA YAZITI TÜRKİYE'YE NASIL GERİ GETİRİLDİ?
➡ İtalyan jandarmasının tarihi eser kaçakçılığıyla mücadele biriminin, 1997 yılında bir antika tüccarının iş yerine yaptığı baskında yazıt ele geçirildi. Yapılan inceleme sonucu Manisa'nın Demirci ilçesinde yer alan Saittai Antik Kenti'ndeki Apollon Aksyros Tapınağı'ndan kaçırıldığı tespit edildi.
➡ Kültür ve Turizm Bakanlığı 21 yıllık hukuki mücadelesi sonucu İtalyan mahkemesi, Lidya yazıtının Türkiye'ye ait olduğu kararına hükmetti. Ardından eserin ait olduğu topraklara iade süreci başladı. Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği tarafından teslim alınan eser, 23 Eylül'de Türkiye'ye getirildi.
📌 Uzmanlar, Zeugma'nın en nadide parçası olan geçmişi milattan sonra 2. yüzyıla uzanan Çingene Kızı Mozaği'nin kenar bordürleri ve bazı parçalarının ABD'de olduğuna ilişkin ilk bulgulara 2012'de Dr. Stephanie Langin-Hooper ve Rebecca Molholt isimli akademisyenlerin araştırması sonucu ulaştı. Bu süreçten itibaren eserin geri döndürülmesi çalışmalarını başlattı.
➡ Ohio'daki Bowling Green Üniversitesi'nde bulunan, toplam 12 parçadan oluşan mozaikler hakkında yapılan araştırmada, üniversitenin, tarihi eserleri, kökenine ilişkin herhangi bir bilgi sahibi olmadan iyi niyetle 1965'de bir sanat tarihçisinden 35 bin dolar karşılığında satın aldığı ve sergilediği belirlendi.
➡ Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla üniversite yönetimine eserlerin iadesi için girişimde bulunarak çok sayıda akademisyenin desteğiyle hazırlanan, eserlerin Türkiye'ye ait olduğuna ilişkin bilimsel raporları da iletti. Tüm bu süreçte Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ile de eserin iadesine ilişkin yazışmalar yürütüldü.
➡ Ohio'da eserlerin iadesi için çok sayıda toplantı yapan uzmanlar, ilk etapta üniversite yönetiminin Türkiye'den kendilerine bursla öğrenci yollanması, mozaiklerin parasının günün şartlarına göre hesaplanıp faiziyle ödenmesi gibi isteklerle karşı karşıya kaldı. Fakat bu taleplerin tamamı Türkiye tarafından reddedildi. Binlerce yıllık mozaiklerin dönüşü ise Türkiye'nin "Bu eserlerin yeri ait olduğu topraklar" şeklindeki net ve kararlı tutumla mümkün oldu.
➡ Türkiye, son toplantıda üniversiteye, UNESCO'da bir sunum yapılacağına işaret ederek, "Gelin UNESCO'da gerçekleştirdiğimiz örnek işbirliğini anlatalım. 'Eserler geri verilmiyor' demek yerine tarihi eserler konusundaki hassasiyeti gösteren örnek bir tutum sergileyelim. Siz bir eğitim kurumusunuz, size bu yakışır." mesajını iletti. Bunun üzerine üniversite yönetimi, Türkiye'ye hak vererek eserleri geri vermeyi kabul etti.
1600 yıllık mozaik
📌 Troya Kralı Priamos'un adıyla anılan hazine, Osmanlı döneminde Çanakkale'de yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkarıldı. Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Türkiye'den 1873'te önce Yunanistan'a daha sonra Almanya'ya kaçırıldı. II. Dünya Savaşı'nda, savaş tazminatı olarak Almanya'dan Rusya'ya götürüldü ve 1990'da Moskova Pushkin ile St. Petersburg Hermitage Müzeleri'nde olduğu ortaya çıktı.
📌 Osmanlı, hırsızlık hadisesinden bir ay sonra Schliemann ve kayıp hazinenin peşine düştü. Konunun araştırılması için bölgeye gönderilen Müfettiş İzzeddin Efendi'nin raporu sayesinde Schliemann'ın hazinelerini kaçırdığı ortaya çıktı.
📌 Osmanlı'nın kaçırılan tarihi eserler için soruşturma açtığını öğrenen Schliemann, hazineden çıkan altın ve gümüş parçaların kopyalarını Paris'te gizlice yaptırdı. İade etmek zorunda kalsaydı, sahteleri vererek gerçek hazinelere sahip olmayı planladı.
➡ Atina'ya yollanan Müze-i Hümayun Müdürü Anton Dethier, hazineyi geri almak için büyük çaba sarf etti. Fakat Schliemann, Troya'dan kaçırdığı tüm koleksiyonu Yunanistan'a vermeye söz verdiği için yargıç tarihi eser kaçakçısını destekledi.
➡ Schliemann, hazineleri 1884'te Berlin Arkeoloji Müzesi'ne bağışladı. II. Dünya Savaşı'nın sonunda Rus işgaline uğrayan Berlin'deki hazineler savaş ganimeti olarak Moskova Pushkin ve St. Petersburg Hermitage Müzeleri'ne götürüldü.
➡ Kültür Bakanlığının mücadele neticesinde 24 altın parça Türkiye'ye iade edildi.
Osmanlı'dan kaçırılan Troya hazineleri
📌 İngiltere'deki Bonham's Müzayede Evi'nde satışa çıkarılan iki boğa tarafından çekilen kağnı heykelinin Şanlıurfa Müzesi'nin koleksiyonunda olduğu tespit edildi ve hakkında akademik rapor hazırlandı.
➡ Hazırlanan rapor, Kültür ve Turizm Bakanlığı Londra Kültür ve Tanıtma Müşavirliğine iletilerek müzayede evinden eserin satışının durdurulması istendi . Müzayede evi ilk girişimi reddedince Müşavirlik, İngiliz polisinden eserin satışının durdurulması konusunda destek istedi.
➡ Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Londra Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin girişimleri sonucunda satıştan çekilen eserin sahibiyle müzayede evi kanalıyla temasa geçildi. Kişi, eser üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçti ve eserin Türkiye'ye iadesi kabul edildi.
Batı'nın talan ettiği asırlık miraslar
📌 Sidamara tipi lahit Isparta Göksöğüt Belediyesi tarafından 1980'li yıllarda 5 parçaya bölünmüş olarak tespit edildi. Ancak belediyeye getirilen tarihi eser, Isparta Müzesi Müdürlüğüne taşındığında 3 ana parça ve ufak birkaç parça olarak kayıtlara geçti.
➡ Eksik parçalar yapılan araştırmalar neticesinde fark edildi. Esere ait iki parça, Londra'daki Sotheby's Müzayede Evi'nin 1988'de bastığı müzayede kataloğunda yer alıyordu. Lahitin ilk fotoğraflandığı 1987 ile müzeye taşındığı 1988 yılı arasında çalındığı tespit edildi.
➡ Durumun Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bildirilmesi üzerine hem Bakanlık hem İçişleri Bakanlığı Interpol-Europol Dairesi Başkanlığınca, Sotheby's Müzayede Evi ile irtibata geçildi. Katalogda yer alan parçaların 1988'de kimlere satıldığı sorulan Müzayede Evi, eserlerin bir şahıs tarafından satışa sunulduğunu, 1989'da iki ayrı alıcıya satıldığını, gizlilik kanunları sebebiyle alıcıların isimlerini açıklayamayacaklarını bildirdi.