Kitaptan uyarlanan unutulmaz filmler
Kitap ve film ilişkisi bölünmez bir parçanın bütünleri gibidir. Kendi hayal gücünüzün etkili olduğu kitaplar filmlere uyarlanınca bu kitaplara farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlıyor. Aslında bu sinemaya edebi lezzet getiren bir yöntem.
Bizde sizler için kitaplardan beyaz perdeye uyarlanmış ve büyük beğeni görmüş filmleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 11.07.2018
10:47
Güncelleme Tarihi: 11.07.2018
11:18
DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU
Türk edebiyatında "insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman" olması ve hasta bir insanı ve onun psikolojisini ele alması bakımından önemli bir yere sahiptir. Tanpınar dediği gibi, "acının ve ıstırabın yegâne kitabı" olarak hem kemiyet hem de keyfiyet bakımından başka hiçbir eser olmasa da Türk romanının var olduğuna delil gösterilebilecek kudrette bir eserdir.
Romanın genç kahramanı, ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa'nın Erenköyü'ndeki köşkünde misafir kaldığı dönemde gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde yoğurur. Roman, hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve felaketi aynı sayfalara sığdırabilmiş olması bakımından insanın eşsiz bir tarifini sunar.
TveK'dan satın almak için tıklayın...
1967 yılında Peyami Safa'nın aynı adlı eserinden uyarlanan filmi yönetmenliğini Nejat Saydam yaptı. Başrollerini Hülya Koçyiğit ve Kartal Tibet'in paylaşıyor.
Doğarken annesini kaybetmiş olan Nejat yanında kaldığı teyzesinin kızı Zülal'e gizli bir aşk duyar. Buz gizli aşk yüzünden tahsilini yarım bırakmış, bu durum da onun tüm yaşamını etkiler. Zülal, Nejat'ın kendisini sevdiğini bilmesine rağmen kafasındaki ideal erkek tipine uymadığı için Nejat'ın duygularına kayıtsız kalır, hatta bulduğu her fırsatta onunla dalga geçer.
Bir gün yolda karşılaştığı eski okul arkadaşı Namık, Nejat'a iş bulur ve Nejat'la görüşmeye gittiğinde Zülal'le tanışır ve Zülal'e âşık olur. Namık, Nejat'tan söz alır ve onu aracı yaparak Zülal'le evlenir. Nejat bunu arkadaşının mutluluğu için yapar. Nejat, yaşadığı acılara dayanamayarak bir gece Zülal'le her şeyi; onunla ilgili hislerini anlatır. Bu geceden sonra Zülal de Nejat'a karşı bir değişme olur. Nejat Zülal'deki bu değişmeleri, kendisine karşı gösterdiği yumuşak tavırları fırsat bilerek; yine bir gece ileri gider ve Zülal bu durum karşısında onun gururunu incitecek ağır sözler söyler. Nejat yalıyı terk eder. Fakat Zülal Namık'la evlendiğinde İzmir'e yerleşeceğinden ve teyzesi yalnız kalacağından yalıya dönmek zorunda kalır.
Bütün bunlardan 6 yıl sonra Nejat olgunlaşmış, kendine hâkim olmayı öğrenmiş, ünlü bir yazar olmuştur. Zülal ise yaptıklarında pişmandır. Namık tekrar İstanbul'a yerleşme kararı alınca, Zülal'le Nejat'ın ilişkileri bambaşka bir boyut alır. Birbirine aşklarını itiraf etmişlerdir. Namık zaten şüphelendiği durumun gerçek olduğunu görünce, Nejat'ı vurur, kendisi de kalp krizinden ölür. Sonuçta Nejat'la Zülal kavuşur, mutlu olurlar.
Roman "İnsanlar tuttukları yanlış yolu çabuk idrak etselerdi, yeryüzünde ıstırabın anlamı kalmazdı. " ana fikri üzerinde kurgulanır. Romanda Nejat bunu açıkça söylemiş ve Zülal'le konuşmasını şöyle tamamlamıştır: "Ben senin uğrunda feda oldum... Fakat bu fedailiğin bir hiç için olduğunu bilseydim, derhal hatamdan dönerdim"
1967 yapımı filmde Ediz Hun, ve Hülya Koçyiğit başrolleri paylaşır.
Kel Mahmut, İnek Şaban, Güdük Necmi, Hafize Ana, Tulum Hayri, Kalem Şakir, Domdom Ali, Hayta İsmail, Badi Ekrem ve diğerleri… Bir yatılı lisedeki öğrenci yaşamından, öğrencilerin muzipliklerinden, öğretmenleriyle ilişkilerinden kesitler veren çeşitli öyküler içerir.