Koçi Bey Risalesi: Osmanlı Devleti’nin ‘Prens’i
Machiavelli'nin kaleme aldığı ve dönemin hükümdarını eleştiren ve ona yol gösteren Prens adlı eseri pek çoğumuz biliriz. Peki ya, Osmanlı Devleti'nde de buna benzer bir eser olduğunu ve yazıldığı dönemde Fransızca, Almanca, Rusça, Macarca gibi pek çok dile çevrilerek Batı dünyasında büyük üne kavuştuğunu kaçımız biliyoruz? Koçi Bey Risalesi, Sultan IV. Murad ve onun ardından tahta geçen Sultan İbrahim'e devlet idaresinde yol göstermek üzere kaleme alınan bir eser. Koçi Bey, eserinde iki Osmanlı sultanına farklı farklı tavsiyelerde bulunmuştu. Peki, ama neden?
Giriş Tarihi: 19.11.2019
09:55
Güncelleme Tarihi: 19.11.2019
09:59
AKSAKLIKLARI GÖREREK SULTANI ‘GİDİŞE DUR’ DEMEYE DAVET ETTİ
Genç sultanı gidişe dur demeye ve kötülüklerin, devletin sürüklendiği tehlikenin önünü almak için harekete geçmeye davet ile bunu yapmadığı takdirde "rûz-ı cezâda bunun hesabının kendisinden sorulacağını" pervasızca söylemekten kaçınmadı.
Önceki yıl sel yüzünden Kâbe'nin duvarının yıkılması hadisesiyle (4 Nisan 1630) çok geçmeden neredeyse ayağının ucuna denecek kadar yakınına yıldırım düşmesinin (25 Haziran 1630) ona birer ilâhî uyarı olduğunu hatırlattı.
DEVLETİN BEKASINI TEHLİKEYE ATAN ‘ÇÜRÜME’ OLGUSU
Koçi Bey, devletin geleceğini ve bekasını beklemekte olan büyük tehlikeyi haber veren bozuluş ve içten çürüme olgusunu idarî ve içtimaî müesseseler zemininde ele almaktaydı.
Kuvvetli bir tahlil kabiliyetiyle gözden geçirdiği meseleler dizisine sadece güncel tespitler düzeyinde kalmakla yetinmeyip bunların sebep ve menşelerine gitmeyi gözeten tarih perspektifi içinden bir yaklaşım ortaya koydu.
BOZULUŞUN BAŞLANGICINI KANUNİ DEVRİNE GÖTÜRÜR
Bozuluşu yönünden üzerinde durduğu müesseseyi evvelce ne idi, şimdi nasıldır ve ne haldedir tarzında bir muhâkeme ile gözden geçirip tahlillerini geçmişle şimdiki zaman arasında devamlı bir mukayese düşüncesine dayandırarak yürütür.
Yaşanmakta olan bozuluş ve çözülmelerin başlangıcını çok defa Kanûnî Sultan Süleyman devri (1520-1566) ve özellikle III. Murad'ın son saltanat yıllarına (1574-1595) götürür.
KALEME ALDIĞI BİLGİLER İSTATİSTİKLERE DAYANIYORDU
Koçi Bey'in tahlil ve mukayeselerinde üstün ve en mühim taraf bunları istatistik bilgi ve rakamlara dayandırmasıdır. İstatistik bilgiyi çok iyi kullanmasını bilen Koçi Bey, meseleleri bu yoldan âdeta riyâzî bir kesinliğin çarpıcılığı ile ortaya koymak gibi bir başarıya ulaşır.
Çizdiği bozuluşlar tablosu içinde Koçi Bey'in birinci derecede ehemmiyette bir mesele olarak üzerinde ısrarla durduğu konu timar ve zeâmet müessesesinin içine düşmüş bulunduğu durum olmuştur.
KADROLARIN EHLİYETSİZ ELLERE GEÇMESİNİ ELEŞTİRDİ
Bozulmalar zinciri içinde üzerinde durduğu bir başka mesele de kapıkulu askerinin tâbi bulunduğu devşirme rejiminin delinmesi, ocağa ve Enderun'a "ecnebi" dediği başka sosyal tabaka ve sınıflardan kimselerin girmiş veya sokulmuş olmasıdır.
Onun müesseseler çapında ele aldığı diğer bir bozukluk da ilmiye sınıfıyla ilgilidir. Bu konuda medrese tedrisatındaki seviye ve buralardaki ilmî faaliyet gibi hususlara doğrudan doğruya yönelmek yerine, ilmiye sınıfına hâkim olmaya başlamış usulsüz tayinler ve bu yüzden kadroların ehliyetsiz ellere geçmesi gibi noktalara parmak basmaktadır.