Arama

Kültür ve sanat camiasının en prestijli töreni "Necip Fazıl Ödülleri"

Cumhuriyet tarihinin en önemli edebiyatçı ve fikir adamlarından Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in manevi ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla düzenlenen; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da teşrifiyle 'kültür ve sanat camiasının en prestijli töreni' olan 'Necip Fazıl Ödülleri' sahiplerini buldu.

  • 3
  • 14
NECİP FAZIL ÖDÜLLERİ FİKİR DÜNYAMIZI ZENGİNLEŞTİRDİ
NECİP FAZIL ÖDÜLLERİ FİKİR DÜNYAMIZI ZENGİNLEŞTİRDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Necip Fazıl Ödüllerinin esas başarısı fikir ve sanat dünyamızın özgürleşmesine, zenginleşmesine, çeşitlenmesine yaptığı katkıdır. Bu ödüller asıl büyük değişimi, asıl büyük inkılabı burada gerçekleştirmiştir." dedi. Sözlerinin başında "Sultanü'ş Şuara" Üstat Necip Fazıl Kısakürek'i bir kez daha minnetle, özlemle ve hasretle yâd ettiğini belirten Erdoğan, "Üstat 'ben söylemezsem kimse söylemez, ben olmazsam kimse olmaz, ben yapmazsam kimse yapmaz, ben yazmazsam kimse yazmaz' inancıyla ömrünü son nefesine kadar kutlu bir davaya adamıştı." diye konuştu.

Necip Fazıl gibi büyük dava, fikir ve edebiyat adamlarının hatıralarını yaşatma misyonunun sadece bir kesimin, bir grubun, bir kurumun sınırları içine hapsedilemeyeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Böylesine abide isimlerin fikri mirasları ne kadar mecrada yaşatılır ve yükseltilirse ülkemiz ve milletimiz için olduğu kadar onların ömürlerini vakfettikleri davaları için de o derece büyük bir kazanç ortaya çıkar" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında büyük umutlarla başlatılan Necip Fazıl Ödülleri'nin adına ve ağırlığına mütenasip bir şekilde kültür ve edebiyat dünyasındaki saygın yerini gün geçtikçe daha da pekiştirmesinden memnuniyet duyduğunu vurgulayarak, bu başarıda Star Medya'nın meseleye sahip çıkmasının, bu ödülleri hak ettiği konuma taşıma cehdinin çok büyük payının bulunduğunu söyledi.

Her yıl bir kuyumcu titizliğinde ülkenin yetiştirdiği değerleri kelam ve kalem erbabını hakkaniyetli bir şekilde tespit eden ödül jürisinin emeklerinin de takdire şayan olduğunu belirten Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da güçlü desteğiyle Necip Fazıl Ödüllerinin kendi sahasında bir mihenk taşına dönüştüğünü kaydetti.

  • 4
  • 14
"KAYMAĞINI YEDİKLERİ BU ÜLKEYE ASALAK GİBİ YAPIŞAN ELİTLER..."
KAYMAĞINI YEDİKLERİ BU ÜLKEYE ASALAK GİBİ YAPIŞAN ELİTLER...

Erdoğan, bunların hepsinin önemli ve değerli olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:

"Ancak Necip Fazıl Ödüllerinin esas başarısı fikir ve sanat dünyamızın özgürleşmesine, zenginleşmesine, çeşitlenmesine yaptığı katkıdır. Bu ödüller asıl büyük değişimi, asıl büyük inkılabı burada gerçekleştirmiştir. Çünkü Türkiye'nin düşünce ve yazı hayatı çok uzun yıllar, her türlü keyfiliğin, her türlü bağnazlığın sergilendiği bir alan olmuştur. Eserin özgünlüğünden ziyade ideolojisine bakan, yazarın kimliğini eserinin önüne koyan bir kesim, tekellerine aldığı bu alanda kendi hizipleri, kendi küçük grupları dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımamıştır. Bu kesimin senelerce baş tacı ettiği, ödüle boğduğu birçok ismin tek alameti farikası, fikirlerin orijinalliğinden, eserlerinin kalitesinden, oyunculuklarının gücünden ziyade kendileriyle aynı marjinal ideolojik kabileye mensubiyetleridir. Millete tepeden bakan, kendi insanını hor, hakir gören, kaymağını yedikleri bu ülkeye adeta asalak gibi yapışan elitler, Türkiye'nin kültür hayatının çoraklaşmasının da başlıca müsebbipleridir."

  • 5
  • 14
"BELLİ ÇEVRELERİN KARAKTER SUİKASTİNE MARUZ KALMIŞTIR"
BELLİ ÇEVRELERİN KARAKTER SUİKASTİNE MARUZ KALMIŞTIR

"Üstad Necip Fazıl son nefesini verinceye kadar statüko ve kalemşorlarının hedefi olmuştur" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tam 8 kez hapse giren üstad, 79 yaşında darı bekaya, yine ardında bir mahkûmiyet kararı bırakarak göçmüştür. Fakat üstad, yılmamıştır ve bir keresinde hâkim efendi 'artık bıktık senden sürekli buraya geliyorsun, gidiyorsun.' Üstadın cevabı çok ilginçtir, 'Siz burada hancı, ben bu davada yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım' diyordu. Mesele bu, davaya inanmak bu, bu yolda yolculuk bu. Üstat, sırf milletin değerleriyle, tarihiyle, kutsallarıyla barışık kimliğinden dolayı sürekli belli çevrelerin karakter suikastine maruz kalmıştır. Şiirinin gücüne, eserlerini kalibresine rağmen sırf baskılara boyun eğmediği için takunyalı, gerici, süper mürşit denilerek tahfif edilmiştir. O dönemin kimi gazetelerine baktığınızda, Üstadın yazılarından dolayı her mahkemeye çıkışını müjde edasıyla veren manşetler görürsünüz. Aynı dönemin köşe yazarlarına baktığınızda fikirle kalemle kelamla bileğini bükemedikleri Necip Fazıl'ı hakaretlerle alt etmeye çabalayan zavallıları görürsünüz. Yine o dönemi incelediğinizde Necip Fazıl'ı susturmaya yönelik her baskıyı, her yargı kararını, her hukuksuz teşebbüsü sevinç naralarıyla karşılayan işporta aydınları görürsünüz. Tabii bir de ilim ve fikir yoksunu çapulcuların egemenliğine girmeyi reddeden bir Necip Fazıl Kısakürek'i görürsünüz. "

  • 6
  • 14
"ÇAĞLARI AŞAN KALİTELİ ÇALIŞMALARA İMZA ATACAKLARDIR"
ÇAĞLARI AŞAN KALİTELİ ÇALIŞMALARA İMZA ATACAKLARDIR

"Necip Fazıl Ödülleri"nin verildiği törende Erdoğan, "Allah ve ahlak demenin yasak olduğu günlerde, küfür kilerinden ekmek yemektense, İslam çilehanesinde aç kalmayı canına minnet gören" bir Necip Fazıl olduğunu anlattı.

Necip Fazıl Ödülleri'ni, medyanın kendi kendine iadeyi itibar gayreti yanında, milletin, üstadın mücadelesi karşısındaki minnettarlığının bir nişanesi olarak gördüğünü aktaran Erdoğan, bu ödüllerin kültür ve sanat dünyasını yıllarca çölleştiren, tek tipleştiren, ideolojik bağnazlıktan kurtuluşunun temsilcisi olduğunu söyledi.

Erdoğan, ülkenin kendi köklerine, kendi değerlerine sahip çıkma konusundaki kararlılığının ifadesi olan ödüllerin, aynı zamanda milletin kendi münevveriyle hiçbir komplekse kapılmadan kucaklaşmasının sembolü olduğunu ifade etti. Bu bakımdan Necip Fazıl Ödülleri'nin ihdasını, devamlılığını ve başarısını son derece önemsediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu başarıda emeği, alın teri, katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Necip Fazıl Ödülleri'nin açtığı gedikten yürüyen genç sanatçılarımız, şairlerimiz, romancılarımız, düşünce adamlarımız, sınırları ve çağları aşan kaliteli çalışmalara imza atacaklardır, ben buna inanıyorum. Gelecek nesillere üstadın hayalini kurduğu güçlü bir Türkiye'yi inşallah bu eserlerle bırakacağımıza inanıyorum. Bugün yine ülkemizin kültür hazinesini zenginleştiren eserlere imza atan kültür ve sanat erbabımıza ödüllerini takdim ettik. Şiir dalında ödüle layık görülen, 'Saçların hangi ülkenin ırmaklarında ıslanır, ikindi gölgesi oralarda da uzun mu, oralarda da seven zorlanır, sevilen vurulur mu? ' mısralarının sahibi Sayın Arif Ay'ı tebrik ediyorum. Yarım asra yakındır kaderi acı ve hüzünle yoğrulmuş coğrafyamızdan emsalsiz mısralar çıkaran Arif Ay'a bu ödülün verilmesini oldukça isabetli buluyorum. Arif Ay'ın yakın tarihimizin mağduriyetlerini anlattığı 'Dosyalar' adlı şiir kitabı, üstat Necip Fazıl'ın 'Son Devrin Din Mazlumları' kitabının adeta şiirleşmiş halidir.

Milletin nabzını tutan ve kayda geçiren en kapsamlı alanların başında hiç şüphesiz, roman ve hikâye gelir. Gerek hikâyede yeni teknikler kullanmasıyla gerekse üslubuyla ödüle layık görülen Sayın Aykut Ertuğrul'u yine gönülden tebrik ediyorum. Aykut kardeşimin gönül imbiğinden damıtacağı yeni hikâyeleriyle hayatımıza, gençlerimize ayna tutmayı sürdüreceğine inanıyorum.

Yahya Kemal Beyatlı'nın, Köprülü'ye 'sen Ahmet Yesevi'ye bak, bizim köklerimizi orada bulacaksın' dediği söylenir. Fuat Köprülü Hoca'nın, 'Türk edebiyatında ilk mutasavvıflar' adlı araştırmasından bu yana Anadolu'yu kimlerin nasıl mayaladığı, nasıl ihya ettiği hakkında çok kıymetli araştırmalar yapılmış, eserler verilmiştir. Fikir Araştırma dalında ödüle layık görülen Sayın Ahmet Yaşar Ocak Hocamız bu sahada en velud ilim adamlarımızdandır. Kendisi Ahmet Yesevi Hazretlerinin uyandırdığı çerağaların o yaktığı ocakların izini sürmüş, bir ömür boyunca bunun çilesini çekmiş bir fikir işçisidir. Hocamızı da tebrik ediyor, çalışmalarının devamını diliyorum.

İlk Eser dalında ödül alan Sayın Yasemin Karahüseyin ve Sayın Fatih Baha Aydın kardeşlerimi de tebrik ediyorum. Üstadın gençliğe hitabesindeki çağrıya kulak verdiklerini ispat eden bu iki genç yeteneğe başarılarla dolu bir hayat diliyorum."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN