Arama
Kuşların kabusu korkuluklar hakkında ilginç bilgiler
Kuşları ürkütüp ekili ürün veya mahsule yaklaştırmamak amacıyla bağa, bahçeye ve tarlaya dikilen insan kuklası anlamına gelen korkulukların tarihini hiç merak ettiniz mi? Kadim medeniyetlerde ilk ne zaman kullanılmış? Bilhassa bizim kültürümüzde karşılığı ne olmuş? İşte kuşların kabusu bostan korkulukları hakkında az bilinen gerçekler…
Yunan çiftçilerinin Priapus biçimi kullanması ise bir efsaneye dayanıyordu. Efsane göre; Priapus üzüm bağlarının yakınında yaşıyordu ve çok çirkindi. Priapus bağlarda ne zaman dolaşsa kuşları korkutup kaçırırdı.
Japon çiftçiler de pirinç tarlalarında farklı türde korkuluklar kullandı ancak en popüler olanı, kakashi idi. Eski kirli paçavralar, çanlar ve sopalar gibi borazanlar sahadaki bir direğe monte edildi ve daha sonra ateş yakıldı. Alevler ve muhtemelen, koku kuşlar ve diğer hayvanları pirinç tarlalarından uzak tutmuştu. Kakashi kelimesi "kokmuş bir şey" demekti. Sonunda, Japon çiftçiler yağmurluklarda ve şapkalarda insanlar gibi görünen korkuluklar yapmaya başladılar. Bazen daha da korkutucu görünmelerini sağlamak için silahlarla donatılmışlardı.
Alman çiftçiler ise tarlaları için tahta cadılar yaparlardı. Çünkü cadıların kışın kötü ruhunu, bedenine çekeceğine inanıyorlardı.
İngiliz romanlarında "korkuluk" kelimesinin bilinen ilk kullanımı 1719'da Daniel Defoe tarafından yazılan Robinson Crusoe'da yapıldı. Ortaçağ İngiltere'sinde tarlalarda kuşlara atmak için taş torbalarla dolaşan "kuş korkutucu" denilen genç erkekler çalışıyordu.
Ancak veba salgınından sonra nüfus büyük oranda azaldı. Bu nedenle de çiftçiler çalıştıracak eleman bulamadı. Bunun yerine, eski kıyafetleri samanla doldurdular, üstüne bir şalgam veya kabak yerleştirdiler ve figürü tarlalara yerleştirdiler. Çok geçmeden, bu canlı koruyucuların kargaları uzak tutmak için oldukça iyi bir iş yaptığını gördüler. Bu deneyimlerinden sonra tarlalarına koymak için korkuluk yapmaya başladılar.