Mimar Sinan’ın eserleri hakkında 33 ilginç bilgi
Mimarlık tarihinin mihenk taşı olan Mimar Sinan, eserlerindeki ustalık, mühendislik, ince işçilik ve asırlardır çözülemeyen dehasıyla hayranlık uyandırır. Bir asırlık ömrüne 92 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa hastane, 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 365 eser sığdırdı. Peki, günümüzde mimari ve estetik değeri bakımından aşılamayan eserlere imzasını atan Mimar Sinan'ın sırrı neydi?
Giriş Tarihi: 30.05.2020
15:58
Güncelleme Tarihi: 17.07.2024
08:49
CAMİNİN SÜTUNLARI NEYİ SİMGELİYOR?
Süleymaniye Camii'nin 53 metre yüksekliğinde, 26,5 metre çapındaki merkezi kubbesini, dört adet fil ayağı taşıyor. Otuzar tonluk bu dört sütun, dört halifeyi yani Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali temsil ediyor. Camideki granit sütunlardan birinin Topkapı Sarayı'ndan, birinin Fatih Kıztaşı'ndan, birinin İskenderiye'den ve diğerinin de Lübnan'ın Baalbek şehrinden getirildiği rivayet ediliyor.
Osmanlı döneminde bu fil ayaklarında kürsülerin olduğu, ilim adamlarının buradan halka tefsir, İslâm hukuku, hadis ve tasavvuf dersleri verdikleri söyleniyor.
Mimar Sinan, bu camiyle ilgili şöyle der: "Süleymaniye'de kullandığım dört büyük mermer sütunun her biri bir diyardan gelmiştir. Bunlardan kıztaşı dedikleri sütun, Bizans zamanı dikilmiş minare kadar uzun bir taştı. Sütunlardan biri gemiyle ta Mısır İskenderiyesi'nden getirildi. Diğeri Baalbek'den Akdeniz'e kadar sürülüp oradan deniz yoluyla İstanbul'a taşındı. Dördüncü sütun da Topkapı Sarayı'ndan söküldü. Cami için lazım olan bütün ak mermerler, Marmara Adası'ndan kesilip getirildi. Yeşil mermerler Arabistan'dan somaki mermerler başka diyarlardan getirildi. Kapılar abanos ağacından yapılıyor, en değerli sedefkârlar tarafından işleniyordu. Hattatların en büyüğü Karahisar, kubbeye emsalsiz bir hatla bir ayet-i kerime yazdı"
CAMİLERİN YAPIMINDA DEVE KUŞU YUMURTASI KULLANDI
Mimar Sinan'ın, ustalığına şapka çıkarılacak 5 asırlık bir sır, deve kuşu yumurtası. Süleymaniye Cami'nde, üzerlerinde renkli çizimler ve ince işçiliklerin yer aldığı birçok deve kuşu yumurtası bulunuyor.
Sinan, o dönemde kendi keşfi olduğu tahmin edilen bir buluşu bu muhteşem eserine ekliyor. Deve kuşu yumurtasının örümcekleri ve küçük haşereleri rahatsız ettiğini keşfeden Sinan, avizelerin kandil çanakları arasına deve kuşu yumurtaları yerleştiriyor. Sultan Süleyman, caminin inşası sırasında, Afrika'dan onlarca deve kuşu yumurtası getirtiyor.
Deve kuşu yumurtası, kuru ve havadar bir yerde muhafaza edildiğinde, suyunu kaybederek çürüyor ve yaydığı (insanlar tarafından hissedilmeyen) koku nedeniyle örümcekler o alana yaklaşamıyor. Dolayısıyla o ortamda örümcek barınamıyor ve bu da ağ oluşumunu engelliyor. Yumurtanın bu özelliği, ortalama 60-70 metrekarelik bir alanda etki gösteriyor.
CAMİNİN ÖLÇÜLERİNDE ANLAMLAR YÜKLEDİ
Mimar Sinan, Süleymaniye Camii'nin içindeki ölçüleri de ebcet hesabına göre tasarlamıştı. Cami içindeki mesafeler ölçüldüğünde, bütün mesafeler ebcet hesabı ile "Allah" isminin katları oluyor. Minare yüksekliği, kubbe çapı gibi bazı uzunluk ve açılar birbirine orantılandığında "Pi" sayısı ya da dünya ekseninin eğim açısı olan 23 gibi rakamları verdiği söyleniyor.