Arama
Mimar Sinan’ın halefi: Davut Ağa
Mimar Davud Ağa, Mimar Sinan'ın baş mimar olduğu dönemde desteklediği ve başarılı bulduğu önemli çıraklarındandır. Eserleriyle çağlar ötesi yapılar ortaya koyan Sinan'ın hayatını kaybetmesiyle beraber Davud Ağa, Hassa Mimarlar Ocağı Teşkilatı'nın başına geçer ve 1588-1598 yılları arasında imparatorluğa baş mimarlık yapar. Mimar Sinan'dan edindiği mimari birikime kendine has üslup özelliklerini de ekleyen usta isim kendisinden sonraki mimarları da etkiler.
🔸 Gerek suyolu nazırlığı gerekse ustasının sağlığında meydana getirdiği eserlerle başarılı bir geçmişe sahip olan Davud Ağa, 1588'de ustası Mimar Sinan'ın ölümünün ardından Hassa baş mimarlığına getirilir ve imar faaliyetlerine hızla devam eder.
🔸 O dönemde Hassa baş mimarının görevleri arasında keşifler de vardı. Bu gelenek Davud Ağa döneminde de sürdürüldü. 1594 - 1595 yılında Hüseyin Ağa evkafından bir hanın tamir keşfini yapan Davud Ağa, 1596 - 1597 yılında da Galata'da Alaca Mescid ile Çelebi Mahallesi'ndeki Hüseyin Ağa vakfından dükkanların tamir keşfini gerçekleştirdi.
🔸 Gerek külliye kuruluşları, gerekse medrese merkezli küçük ölçekli külliyelerin başarılı bir temsilcisi olan Mimar Davud, 16. yüzyılın son büyük ölçekli külliye faaliyeti Yeni Cami Külliyesi'ni tamamlayamadan hayatını kaybeder.
🔸 Mimar Davud Ağa, Osmanlı mimarisine sadece inşaat faaliyetleriyle değil yetiştirdiği ya da yetişmesine katkıda bulunduğu sanatkarlarla da hizmette bulunur. Bu sanatkarlar arasında Sedefkâr Mehmed Ağa ve Dalgıç Ahmed Ağa da yer alır.
Mimar Davud Ağa'nın üslubu
🔸 1588 tarihi itibariyle Hassa baş mimarı olarak karşımıza çıkan Davud Ağa genel anlamda ustası Sinan'ın üslup özelliklerine sadık kalır.
🔸 Davud Ağa yapı tipolojilerinde ustasından çok farklı plan tiplerine başvurmaz ve Osmanlı mimarisinin klasik dönem içerisindeki üslubun gidişatını değiştirecek keskin uygulamalardan kaçınır.
Bilgi notu:
Mimar Davud Ağa her ne kadar ustası Mimar Sinan'ın çizgisinden şaşmasa da tamamen ustasının izinden de ilerlemez.
🔸 Davud Ağa döneminde sosyal ve siyasi şartlarına, İstanbul'un eser ihtiyacının doygunluğuna bağlı olarak meydana getirilen eserlerin sayısında ve hacminde bir düşüş yaşanır. Mimar Sinan döneminde meydana getirilen büyük ölçekli külliye programlarının başkentte ihtiyaçları büyük oranda gidermesi nedeniyle Davud Ağa, daha küçük ölçekli külliye programlarını başarıyla uygular ve devreye sokar.
🔸 Davud Ağa, medrese ya da türbe merkezli bu külliyeleri, dar hatta bazen düzgün olmayan arazi şartlarına başarılı bir şekilde yerleştirmeyi başarır. Davud Ağa'nın mühendislik alanındaki bu başarılı çözümlemeleri oldukça dikkat çekicidir.
Gebze'deki Memluk sanatı: Mustafa Paşa Külliyesi
🔸 Başlangıcından sonuna dek birçok mimari eserin meydana getirildiği Osmanlı mimarisinde zirve nokta şüphesiz ki Mimar Sinan dönemdir. Diğer medeniyetlerle olan etkileşimini, kendi üslup ve mimarisiyle birleştirerek özgün bir mimari çizgi oluşturan Osmanlılar, yetiştirdiği mimar ve sanatkarlarla bu gelişimini devam ettirir.
🔸 Sinan'la birlikte zirveye ulaşan Osmanlı klasizmi, Mimar Davud Ağa'yla birlikte yeni bir hız ve ivme kazanır. Üstadından edindiği mimari birikime kendi üslup özelliklerini de ekleyen Davud Ağa, meydana getirdiği eserlere ustasından farklı olarak açıkça imzasını ortaya koyar.
🔸 Davud Ağa döneminde sosyal ve siyasi şartlarına, İstanbul'un eser ihtiyacının doygunluğuna bağlı olarak meydana getirilen eserlerin sayısında ve hacminde bir düşüş yaşanır. Mimar Sinan döneminde meydana getirilen büyük ölçekli külliye programlarının başkentte ihtiyaçları büyük oranda gidermesi nedeniyle Davud Ağa, daha küçük ölçekli külliye programlarını başarıyla uygular ve devreye sokar.
🔸 Davud Ağa, medrese ya da türbe merkezli bu külliyeleri, dar hatta bazen düzgün olmayan arazi şartlarına başarılı bir şekilde yerleştirmeyi başarır. Davud Ağa'nın mühendislik alanındaki bu başarılı çözümlemeleri oldukça dikkat çekicidir.