Mimar Sinan'ın İstanbul'da inşa ettiği hamamlar
Mimar Sinan, dünyanın en büyük mimarı olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmış bir isim. Osmanlıya özgü bir mimari kimlik oluşturan Mimar Sinan, geleneği yenilikçi ve yapıya uygun çözümler üreterek yaşattı. Çağının çok ötesinde eserlere imza atan Mimar Sinan'ın İstanbul'da inşa ettiği hamamları derledik.
Giriş Tarihi: 12.02.2020
16:53
Güncelleme Tarihi: 07.03.2022
13:44
MİMAR SİNAN’IN YAPININ TASARIMINDAKİ DEHASI
Sinan, hamamda uyguladığı planla yapının kadın ve erkeklere ait bölümlerini bir eksen üzerine yerleştirmiş, iki bölümün kapılarını 75 metre uzunluğundaki hamamın iki karşıt ucuna koymuş, erkeklerle kadınların birbirlerine hemen hiç rastlanmadan içeri girebilecekleri bir yapı tasarlamıştır.
Her iki uçta iki ayrı kubbenin örttüğü giriş ve soyunma bölünme, üç kubbeli soğukluk kısmı ve yıldız biçimli sıcaklık arka arkaya dizilmiştir. Erkekler kısmının girişi, diğer hamamlarda görülmeyen bir biçimde, bir revakla süslenmiş ve yapıya adeta cami girişi havası verilmiştir.
Ortaköy'de Dereboyu Caddesi ile Muallim Naci Caddesi'nin kesiştiği noktada bulunan yapının banisi Hüsrev Kethüda'dır. Hüsrev Kethüda, Sultan Süleyman dönemi sadrazamlarından Kara Ahmed Paşa'nın kâhyasıdır.
Topkapı'daki Gazi Ahmed Paşa Külliyesi'nin banisi olan Sadrazam Kara Ahmed Paşa'nın bu hamamın yapımında kâhyası Hüsrev Kethüda'ya maddi destek verdiği söylenir. Hamamın tamamlanma tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, Hüsrev Kethüda'nın 1565 yılında, Vefa'daki darülkurrasını inşa ettirdiği sırada yapıldığı düşünülür.
Ünlü edebiyatçıların kaleminden alıntılarla 'sessizlik '
ORTAKÖY HAMAMI OLARAK DA BİLİNİR
Ortaköy Hamamı olarak da bilinen yapı bir çifte hamamdır. Sinan'ın hamamlarında görülen merkezi plandan farklı tasarlanmış olan yapının iki büyük kubbesi sekizgen kasnaklara oturtulmuştur. Hamam moloz ve tuğla ile inşa edildikten sonra üzeri sıvayla kaplanmıştır.
Hamamın üzerindeki bu sıva geçirdiği son dönem restorasyon sırasında kazınmış, bunun altından yüzlerce yıllık yapının özgün taş ve tuğlaları çıkarılmış; bu taş ve tuğlaların harçları sağlamlaştırılmıştır. Duvar örülerek kapatılan özgün pencereler de açıldıktan sonra hamam özgün görünümüne kavuşmuştur.
Zeytinburnu Merkezefendi Mahallesi'nde Merkezefendi Caddesi ile Mevlevihane Caddesi'nin kesiştiği köşede yer alan hamamın net inşa tarihi bilinmemekle birlikte 16. Yüzyılın ilk yarısında yapıldığı düşünülür.
Banisi, I. Selim'in kızı Sultan Süleyman'ın kız kardeşi Şah Sultan'dır. Şah Sultan, ünlü bir derviş ve hekim olan Merkez Efendi'nin mürididir.
Zamana meydan okuyan ilim merkezi: Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi
MESİR MACUNUNU MERKEZ EFENDİ Mİ YAPTI?
Merkez Efendi'nin Manisa'da Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan'ın külliyesindeki Halveti-Sünbüli tarikatına bağlı zaviyede görevliyken mesir macununu (nevruziye) icat ettiği söylenir. Kimi kaynaklar, Merkez Efendi'nin Manisa'daki külliyenin darüşşifasında tabip olarak görev yaptığını ve burada çeşitli baharatlardan hazırladığı bu macunu her yıl nevruzda şifa için halka dağıttırdığını da yazar.
Merkez Efendi dönemi müelliflerin bundan söz etmemesi ve darüşşifanın onun Manisa'dan ayrılmasından sonra tamamlanması bu bilgiyi tartışmalı hale getirir. Merkez Efendi, 1529'da Manisa'dan İstanbul'a gelmiş ve asitanede posta geçmiştir.