Mimari eserlerin dayanıklılığını ve aydınlığını sağlayan tonozlar
Mimaride tonoz olarak adlandırılan yapı, tavan oluşturulan; tuğla ya da taş bloklar kullanılarak yapılan ve büyük alanların üzerini çatıyla kapatmayı mümkün kılan taş kemerlerdir. İlk kez Romalılar tarafından kullanılan bu yapılar, Müslümanların elinde mükemmel forma ulaşmış; İslam coğrafyalarındaki eserlerin yanı sıra Avrupa'daki eserlerin inşasında da kullanılmıştır. Günümüze ulaşan en mükemmel örnekleri ise İspanya'da Kurtuba Camii'nde ve Granada'daki Elhamra Sarayı'nda bulunur.
Giriş Tarihi: 20.10.2020
17:08
Güncelleme Tarihi: 18.08.2021
09:01
HRİSTİYANLAR KATEDRALLERİNDE BU YÖNTEMİ KULLANDILAR
Benzer bir tonoz da Tunus'un Suse şehrindeki Banu Fatata Camii'nde ve Ulu Cami'de inşa edilmiştir.
Bu tonozun aynısı 12. yüzyılda Fransa'nın Auvergne şehrindeki Puy de Dome'da inşa edilen Notre Dame d'Orcival Katedrali'nde karşımıza çıkar.
İLK KEZ TOLEDO VE KURTUBA’DA İNŞA EDİLDİ
Avrupa'da Gotik kaburga olarak bilinen ikinci bir kaburga türü, ilkinden daha karmaşık olup ilk kez Müslüman Toledo ve Kurtuba'nın büyük camilerinde kullanılmıştır.
Kurtuba Camii'nin kaburgalarından ilham alan Avrupalı mimarlar ve onların hamileri bu formu uygulayarak Romanesk ve Gotik hareketleri başlattılar. Gerçekten de Gotik mimarinin tarihini anlayabilmek için kaburgalı tonoz ve payanda kemerin tarihine bakmak yeterlidir.
İslam uygarlığı ile mükemmel forma ulaşan kubbe mimarisi
GOTİK MİMARİNİN DE TEMELLERİNİ OLUŞTURDU
Köşegen şeklinde kesişen kemerlerden oluşan destek kaburgalarına sahip bu tonoz, Gotik stilinin başlangıcı olarak kabul edilir.
Toledo'daki bu cami Musa bin Ali ve Sa'da isimli Müslüman mimarlar tarafından 998 ve 1000 yılları arasında inşa edilmiştir. Dokuz bölmeli kare şekilli olup üzeri dokuz farklı kaburgalı kupol ya da kubbe ile örtülmüştür. Her kubbe, kesişen kaburgalara benzeyen kesişen kemerlerle desteklenmiş küçük birer tonozdur.
TONOZLAR ESERLERE ETKİLEYİCİ BİR ÜSLUP KATIYORDU
Orta tonozda ağırlıklı olarak kullanılan kaburgaları birleştirmek amacıyla 9 adet kaburgalı kubbe kullanılan bu bina, polikrom at nalı ve üç dilimli kemerlerin de kullanılmasıyla oldukça etkileyici görünüme sahip bir eve dönüşmüştü. Benzer kaburgalı kubbelere çok sayıda İspanyol binasında, özellikle de Müstaribler tarafından inşa edilen yapılarda rastlanır.
Compostella olarak da bilinen St. Jacques'a giden hac yolu üzerine inşa edilen kiliselerde de görülen bu kaburgalar Kastilya'daki Almazan Kilisesi, Navarre'deki Torres del Rio, Pireneler'deki Saint Croix d'Oloron ve Saint Blaise Hastanesi gibi yapıların kubbelerini süsler. Kaburgalara Segonia'daki Tapınak Kilisesi'nde ve Salamanca'daki 12. yüzyıla ait bir dini binada da rastlanmaktadır.
BAŞKA COĞRAFYALARA AKTARILMASINI SAĞLAYAN ETKEN
Bu barış ve hoşgörü döneminde sanat gelişmiştir. Bu kadar sakin olmayan başka dönemlerde, Bab-ı Merdum dâhil olmak üzere Toledo camilerinin ele geçirilmesi sayesinde Avrupalı sanatçılar ve mimarlar çok şey öğrenmiştir.
Özellikle İspanya Hristiyanlarının eline geçmesi sonrasında, bu şehirle yakın ilişkiler içerisinde olan Fransızlar şehirdeki mimariden fazlasıyla istifade etmiştir.
İslam uygarlığında mimarlık hakkında bilinmesi gereken gerçekler