Orta Asya'nın mavi kubbeli incisi: Semerkant
Mavi kubbelerle kaplı medreselere, çinilerle süslenmiş kervansaraylara, görkemli cami ve külliyelere sahip Semerkant, adeta açık hava müzesini andırıyor.
Giriş Tarihi: 30.11.2018
17:45
Güncelleme Tarihi: 30.11.2018
17:48
"Semerkant tasavvur ettiğimden bile daha güzelmiş"
Tarih boyunca kervanların kavşak noktası Semerkant'a dair çok sayıda hikaye ve efsane mevcut. MÖ 329'de Semerkant'ı ele geçiren Büyük İskender'in, şehri ilk gördüğünde "Semerkant hakkında duyduklarımın hepsi gerçekmiş. Hatta o tasavvur ettiğimden bile daha güzelmiş" dediği naklediliyor.
"Semerkant tasavvur ettiğimden bile daha güzelmiş"
Sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel mirasın yanı sıra İmam Buhari ve İmam Maturidi gibi büyük İslam alimlerini yetiştiren Semerkant toprakları, dünyanın en büyük alimlerinin çalışmalarına tanıklık etti.
İslam aleminde önemli yere sahip Maturidi fıkhının kurucusu İmam Maturidi ve Buhara şehrinde doğan fakat Semerkant'ta vefat eden hadis alimi İmam Buhari'nin kabri bu şehirde bulunuyor.
Timur'un torunu Muhammed Sultan Mirza için inşa edilen fakat Timur'un kendisinin de gömülmesi dolayısıyla onun adıyla anılan Gur-i Emir Türbesi, Semerkant'ta mutlaka görülmesi gereken yapıların başında geliyor. Bey'in türbesi anlamına gelen Gur-i Emir Türbesi'nde, Timur'un, oğullarının, torunların ve Timur'un hocasının kabirlerinin yanı sıra hocasının mezarı, medrese ve cami yer alıyor.
Şehrin merkezi olarak bilinen ve Farsçada "kumlu yer" anlamına gelen Registan Meydanı, Semerkant'ın en önemli simgelerinden biri. Kentin kalbi olan meydanın çevresinde dört eyvanlı avluya sahip Uluğ Bey Medresesi'nin ön planda olduğu toplam üç medrese yer alıyor. Görkemli duvar süslemelerine sahip medreselerin kapılarında çiniler üzerinde elle nakşedilmiş Kur'an-ı Kerim'den ayet ve sureler mevcut.
Şah-i Zinde (Yaşayan Şah) Mezarlığı
Semerkant'ta yer alan önemli yapılardan Şah-i Zinde Mezarlığında, Emevilerin Horasan Valisi Said bin Osman'ın 676'da Semerkant üzerine düzenlediği seferde kuşatma sırasında şehit düşen Hz. Peygamber'in amcası Abbas bin Abdülmuttalip'in oğlu Kusam'ın de mezarının bulunduğu rivayet ediliyor. İslamiyette şehit düşenlerin ölmediğini vurgulayan ayete dayanarak, Kusam bin Abbas'a da "Şah-i Zinde" yani yaşayan, diri şah denildiği ve mezarlığın da ismini buradan aldığı biliniyor.