Orta Çağ’da kitap hırsızlığına karşı sıra dışı çözümler
Orta Çağ'da kitaplar, nadir ve değerli birer hazine olarak görülürdü. Bu nedenle, kitap hırsızlığı da yaygındı ve oldukça ciddi bir suç olarak kabul edilirdi. Kitaplar genellikle el yazması olarak üretilirdi ve yazma işlemi uzun ve zahmetli olduğundan, bir kitabın çalınması büyük bir kayıp demekti. Hırsızlığın önlenmesi için kütüphaneler sıkı güvenlik önlemleri alırdı. Bu nedenle, kitap hırsızlığı büyük bir endişe kaynağıydı ve ciddi önlemler alınması kaçınılmazdı. Sizler için, Orta Çağ'da kitapları hırsızlardan koruyabilmek için geliştirilen ilginç birkaç yöntemi yazdık.
Giriş Tarihi: 01.12.2023
10:42
Güncelleme Tarihi: 16.09.2024
16:40
♦️ Sandıklar genellikle ağır ahşap kutulardı ve içinde kitapları korumak için bir ya da birden fazla kilit bulundururlardı.
♦️ Oxford Merton Koleji Kütüphanes i'nde bulunan ve 14. yüzyıla yapıldığı üzerine tarihlenen bir sandık, bu türün en güzel örneklerinden biriydi. Sandıklar, kitapları hırsızlara karşı korumak için olabildiğince ağır yapılır ve kilitleme sistemi kullanılırdı. Bu sayede sandık çalınmaktan korunurken içindeki kitaplar da güvende olurdu.
♦️ Kitap sandıkları, Orta Çağ'da yaygın bir koruma yöntemi olmasına rağmen, çoğunlukla zincirleme sistemine sahip değildi. Ancak ağır yapısı ve kilitleriyle, içindeki değerli eserleri korumak için oldukça etkili bir yöntem olarak birçok kütüphanede kullanıldı.
♦️ Orta Çağ'da kitapları hırsızlardan korumak amaçlı tasarlanan bu ağır ve kilitli sandıklar, aslında bugünkü modern kasa sistemi ne denk gelmektedir.
SURİYE'NİN KALBİNDE BİR MOSSAD AJANI: ELİ COHEN'İN CASUSLUK HİKAYESİ
Kitap hırsızlarına karşı beddua ve lanet
♦️ Kitapların hırsızlığa karşı korunmasında kullanılan cesaret kırıcı bir yöntem de beddua , küfür ve lanet etmekti. "Kitap laneti" adı verilen bu uygulamada, kitabın belirgin bir yerine yazılan beddua ve lanet mesajları oldukça çarpıcıydı.
♦️ Aziz Caecilia Kilises i'ne ait bir kitapta şöyle bir ifade yer alır: "Bu kitabı çalan, hırsızlık yapan ya da kutsal yerden çıkaran, eğer iade etmez veya kefaretini ödemezse sonsuza dek lanetlensin."
♦️ Benzer uygulamalar farklı kültürlerde de karşımıza çıkıyor. Kudüs'te Suriyelilere ait bir kitap için yazılmış bir beddua da benzer bir etki yaratıyor: "Bu kitabı çalan veya verildiği yerden çıkaran yaratıcının gazabına uğrayacak, lanetlenecektir! Amin. "
♦️ Kitaplara eklenen ve kötü uğur getireceği vurgulanan bu lanetli ifadeler, sadece kitap hırsızları için bir caydırıc ı değil, aynı zamanda bu kitaplara verilen özel değeri ve onların korunmaları gerekliliğini vurgulamaktaydı.
TESADÜFEN KEŞFEDİLEN RENK: PRUSYA MAVİSİ
♦️ Hırsızlığa önlem amaçlı yazılan bu tür notlar, yazan kişinin aslında nazik ve caydırma ihtimali yüksek bir uyarıyla potansiyel hırsızları vazgeçirebileceğine inandığını göstermektedir. Bazı notlarda, bulan veya çalan kişiden kitabı gerçek sahibine iade etmesi istendiği de tarihi kayıtlara geçmiştir. Örneğin, bir kütüphanedeki el yazması bir kitapta İngilizce şu ifade yer alabilir: "Beni kim bulduysa ya da kim aldıysa, ben John Foss'un kitabıyım. Beni ona geri götürmelisin."
♦️ Orta Çağ kütüphanelerinde kitap hırsızlığıyla başa çıkabilmek için ilginç çözümler geliştirildi. Özellikle tek nüshalı, büyük, ağır ve değerli kitaplar özel ve birbirinden ilginç birkaç yöntem geliştirilerek korunmaya çalışılmıştı.
Editör: Halil İbrahim Kutlu