Ortak dil ve belleklerimizi nakşeden mefhumlar
Eski Türkçe kelimeler genellikle kulağa çok hoş gelir ama anlamını bilmeyiz. Bunlar günümüzde pek kullanılmayan, ama diline hâkim her bireyin bilmesi gereken kelimelerdir. İşte size muhtemelen daha önce hiç duymadığınız 15 eski Türkçe kelime...
Giriş Tarihi: 21.04.2018
12:35
Güncelleme Tarihi: 21.04.2018
13:37
Ancak bazı kelimeler vardır ki ilk duyduğumuzda ne anlam ifade ettiğini hemen algılayamayız. Bunlar çoğunlukla başka dillerden geçmiş veya aynı dilin farklı kökenlerinden türetilmiştir. Bu yazımızda dilimize, özellikle Arapça ve Farsçadan geçmiş olan, kulağa hoş gelen eski Türkçe kelimeler ve anlamları üzerine yoğunlaşacağız.
Aşırı üzüntüyü ya da mutluluğu simgeliyor. Dilhun kelimesi de okuduğunuzda zihninizde ilk olarak hüznü canlandırıyor. Kalbi yaralı, içi kan ağlayan, büyük üzüntü içinde olan anlamlarına gelen kelime dilimize Farsçadan girmiş. Yaşar Kemal dizelerinde dilhun kelimesine şu şekilde yer veriyor;
"Seni öyle bir takdim etti ki doktor, herkes beğendi, dinleyenlerin hepsi dilhun oldu. Neredeyse hepimizin gözlerinden kanlı yaşlar dökülecekti."
Düşünme sonucu varılan, düşünmenin ürünü olan görüş, mütalaa, fikir, mülahaza, ide…
"Beni tabii olarak Türklerin sanatı, fikriyatı, felsefesi ilgilendiriyor."
Bir belirteç yani zarf olarak kullanılan tevekkeli; sebepsiz, boş yere, rastgele, boşuna anlamlarını içeren kelime Türkçemize Arapçadan geçmiştir. Genellikle olumsuz ifadelerde kullanılan tevekkeli kelimesini bir cümle içerisinde kullanalım.
"Tevekkeli sabahtan beri kıvranmıyormuşsun, parti için izin almakmış bütün çaban."
Dilimize Arapçadan geçiş yapan meymenet kelimesi; bereket, kutluluk ve uğurluluk anlamlarına geliyor. Aynı zamanda iyi özellik ve nitelik anlamına gelen meymenet kelimesinin zıt anlamlısı nuhuset yani uğursuzluk olarak geçiyor.
"Ben hayatımda böyle meymenetsiz bir insan tanımadım. Girdiği yerde ne bereket kalıyor ne huzur."