Osmanlı'nın İstanbul'unu tuvale yansıtan ressamlar
Dünyanın inci gerdanlı kenti İstanbul… Yüzyıllar boyunca yedi kıtaya hakim olmuş görkemli Osmanlı'nın başkenti… Tarihlerin her döneminde tüm insanların rüyalarını süsleyen büyülü şehir… İstanbul, sadece hayalleri süslemekle kalmadı. Sanatın her alanında sanatçılarla İstanbul'un yolları kesişti. Dünyaca ünlü birçok ressam, kimi zaman Osmanlı sultanlarının daveti ile kimi zaman ise farklı sebeplerden ötürü İstanbul'a gelerek şehrin müthiş dokusundan etkilenerek tuvale dokundu. İşte, İstanbul ile ilgili birbirinden özel eserleriyle dünyaca ünlü ressamlar…
Giriş Tarihi: 31.01.2019
17:55
Güncelleme Tarihi: 31.01.2019
18:04
LUIGI ACQUARONE (1800 – 1896)
İtalyan Ressam Luigi Acquarone 1800'de Genoa'da (Cenova) doğdu. Eserlerini Cenova, Roma ve Torino'da sergilemiştir. Ağırlıklı olarak manzara, portre ve dini konular üzerinde çalıştı. II. Abdülhamit döneminde İstanbul'da sarayda ressam olarak çalıştığı ve İstanbul'da öldüğü bilinmektedir. Özgeçmişi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak bilgiler arasında, İtalyan ressama II. Abdülhamid'in Ressam-ı Hazret-i Şehriyari unvanı verdiği yer alıyor.
RUDOLF ERNST (1845 – 1932)
Sanatçı 1854 yılında Viyana'da doğdu. Resme olan ilgisi klasik İtalyan ressamların eserlerinden etkilenmesiyle başladı. Ernst'in Fransa'daki stüdyolarında yer alan en tanınmış oryantalist konuları arasında, geleneksel mesleklerinin renkli tasvirleri ve Osmanlı geleneklerinden; kadınların günlük ev hayatı ve harem sahneleri, cami iç mekânları yer alır. Her ne kadar oryantalist ressamların tamamı bu sahnelere dikkati çekmiş görünse de, bu tarza halkın dikkatini ilk çeken Ernst ve arkadaşı Ludwig Deutsch oldu. 1900'de Rudolph Ernst, Paris'ten Fontenay-aux-Roses'e taşındı ve 1932'de ölümüne kadar sessiz ve sakin bir hayat yaşadı.
FAUSTO ZONARO (1854 – 1929)
İtalyan oryantalist ressam Fausto Zonaro 1854'te Padova'da doğdu. Gençliğinde babasının yanında duvar ve bina yapımı işlerinde çalıştı. 1880 yılında Paris'e giden sanatçı 1889 yılına kadar Paris'te kendi atölyesinde çalışmış, bu süre içinde Fransız izlenimcilerinden etkilenmiştir. Venedik, Napoli ve Padova'ya yaptığı gezilerden sonra 1891 yılında eşinin isteğiyle İstanbul'a gelmiş ve kısa sürede Saray çevresinde adını duyurmuştur.
Resimlerinde İstanbul'un çeşitli köşeleri, düğün, bayram, dinî ve resmi tören gibi sosyal olaylar, savaş ve çeşitli mesleklerden insanları konu aldı. Oryantalist bir tutumla ve izlenimci bir üslupta yaptığı İstanbul resimleri pek çok kez sergilenmiş, İstanbul'da düzenlenen Birinci ve İkinci İstanbul Salonu sergilerine ve 1907 yılında II. Abdülhamid'in tahta çıkışının otuz birinci yıldönümü nedeniyle düzenlenen sergiye katılmıştır.
Sultan II. Abdülhamid tarafından 1896 yılında Ressam-ı Hazret-i Şehriyarı olan, yani saray ressamlığına getirilen sanatçı, İstanbul'da kaldığı süre içerisinde binden fazla resim yaptı. Osmanlı-İtalyan ilişkilerinin bozulması nedeniyle 1911 yılında İstanbul'dan ayrıldı. Sanatçı, İstanbul'dan ayrıldıktan sonra İtalya'nın Sanremo kentine yerleşmiş ve İstanbul'u betimleyen resimler yapmayı sürdürdü.