Osmanlı'nın İstanbul'unu tuvale yansıtan ressamlar
Dünyanın inci gerdanlı kenti İstanbul… Yüzyıllar boyunca yedi kıtaya hakim olmuş görkemli Osmanlı'nın başkenti… Tarihlerin her döneminde tüm insanların rüyalarını süsleyen büyülü şehir… İstanbul, sadece hayalleri süslemekle kalmadı. Sanatın her alanında sanatçılarla İstanbul'un yolları kesişti. Dünyaca ünlü birçok ressam, kimi zaman Osmanlı sultanlarının daveti ile kimi zaman ise farklı sebeplerden ötürü İstanbul'a gelerek şehrin müthiş dokusundan etkilenerek tuvale dokundu. İşte, İstanbul ile ilgili birbirinden özel eserleriyle dünyaca ünlü ressamlar…
Giriş Tarihi: 31.01.2019
17:55
Güncelleme Tarihi: 31.01.2019
18:04
IVAN AYVAZOVSKI (1817 – 1900)
29 Temmuz 1817 Feodosya'da, (Kırım'da bir liman şehri) Ayvazyan soyadını taşıyan yoksul bir Ermeni ailesinde dünyaya geldi. Simferopol Lisesi'nde eğitimini sürdürürken 16 yaşında Çar I. Nikolay'ın talimatıyla St. Petersburg Akademisi'ne geçirildi. Akadamiden mezun olduktan sonra devlet desteğiyle Avrupa'ya gönderildi. 1844 yılında Rusya'ya döndüğünde, Rus Donanması'nın ressamlığı görevine atandı. Bu dolayısıyla yaşamı boyunca yarattığı tablolarında deniz ve gemilerin ağırlığı görüldü.
1845 yılında ilk defa geldiği İstanbul'da, aynı zamanda kendisi de bir ressam olan Sultan Abdülmecit tarafından Beylerbeyi Sarayı'nda kabul edildi. 1845-1890 yılları arasında İstanbul'da toplamda dört defa geldi. 1874'te yaptığı ziyarette Mimarbaşı Sarkis Balyan'ın Kuruçeşme Adası'nda (Galatasaray Adası) misafir olarak kaldı. Sultan Abdülaziz'in Dolmabahçe Sarayı için sipariş ettiği tabloları burada hazırladı. 1890 yılında, son ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid'e iki tablo hediye etti.
AMEDEO PREZIOSI (1816 – 1882)
İtalyan oryantalist ressam Amadeo Preziosi 1916'da Malta'da doğdu. İstanbul'u ve Osmanlı yaşamını büyük bir tutkuyla çalışan ve aristokrat bir aileye mensup olan sanatçı, ilk resim derslerini Malta'da almıştır. Daha sonra eğitimine Paris'te devam etmiştir. 1840'ların başında geldiği İstanbul'dan bir daha ayrılmayan Preziosi, ilk olarak Pera'da ve daha sonra Yeşilköy'de çalıştığı atölyesinde büyük bir üne kavuşmuş ve çok sayıda resim siparişi almıştır.
Osmanlı yaşamını ve İstanbul'u sayısız portre, çeşitli din, millet ve meslekten insan tipleri, mahalle, kahve, sokak, çarşı, mezarlık ve Boğaziçi görünümleri, günlük yaşam gibi konuları çok çeşitli yönleriyle yansıttığı resimlerinde gerçekçi ve romantik bir anlayış belirgindir. İstanbul'da yaşadığı yıllar boyunca birkaç kez Osmanlı toprakları, Yakın Doğu gezilerine çıkmış, Yunanistan ve Mısır'a gitmiş ve gittiği yerlerden sayısız desen ve suluboya ile dönmüştü. Yaşamının son yıllarında Sultan II. Abdülhamid'in saray ressamı olan sanatçı, Yeşilköy'de bir av kazasında hayatını kaybetti.
ANTOINE IGNACE MELLING (1763 – 1831)
Alman asıllı mimar Antoine-Ignace Melling (1763-1831) sanatçı bir aileden gelir. Kendisi aynı zamanda peyzaj mimarı, dekoratör ve ressamdır. Daha 19 yaşında her yönden yetkin bir sanatçı kimliğine kavuşur. Batılılaşma dönemi Osmanlı mimarisi içinde önemli bir yere sahip olan Melling, Rus elçisi Bulgakov'un himayesinde 1784 yılında İstanbul'a gelir. Başlarda Rus elçiliği hizmet ve himayesinde olmak üzere 18 yıl süreyle İstanbul'da kalır.