Osmanlı'nın salgın hastalıklarla mücadele için kurduğu hayır eseri: Gureba Hastanesi
Gureba Hastanesi, Bezmiâlem Sultan'ın bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi için yaptırdığı ve asırlardır hizmetine devam eden hayır eseriydi. Bütün masrafları Valide Sultan tarafından karşılanan hastanede yoksul ve garip Müslümanlar ücretsiz tedavi edilirdi. Peki burada hangi hastalıklarla mücadele edildi? Hastanenin misyonu neydi? Gelin, yoksul halkın umudu Gureba Hastanesi'ne yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 24.06.2021
16:51
Güncelleme Tarihi: 29.06.2021
10:30
Sesli dinlemek için tıklayınız.
HASTALARIN TEDAVİ ŞARTLARI
Hastane yoksul ve garip Müslümanların ücretsiz tedavi edilmeleri şartı vardı.
📌 Gurebâ-yi Müslimîn inşa edildiği devirde payitahtta Müslüman halkın yatarak tedavi olabileceği hastane sayısı oldukça sınırlıydı.
➡Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin dahiliye ve cerrahi klinikleri, kimsesiz ve bakıma muhtaç kimselere hizmet veren Hürrem Sultan Darüşşifası, akıl hastaları için ayrılan Süleymaniye, Atik Valide Nurbanu Sultan ve Sultan Ahmed Dârüşşifaları yatılı tedavi eden hastanelerdi.
📌 İlk önce hastaların tedavi olabilmesi için bir dilekçe ile başvurması gerekirdi. Sonrasında hastane nazırı, hastayı muayenesi yapılmak üzere baştabibe gönderirdi. Eğer tedavi edilebilir bir hastalığı varsa ve yatması gerekiyorsa hastanın adı yazılı olarak hastane nazırına bildirilirdi.
📌 Hastane nazırı bu yazının üstüne işaret koyup tarih attıktan sonra yatış işlemi başlardı.
📌Hastalar, eşyalarını ve kıyafetlerini görevlilere teslim etmeye, kendilerine verilen elbiseleri giymeye mecburlardı. Ayrıca belirtilen yatakta yatıp verilen kaplardaki yemeği en çok bir saat içinde yedikten sonra kapları iade etmeleri gerekiyordu.
📌 Yatan hastaların kıyafetleri üç günde bir sabahleyin hizmetçiler tarafından toplanıp temiz elbiseler verilirdi. Hastalardan çıkan kirli çamaşırlar yıkanırdı.
HASTANEYE KABUL EDİLMEYEN HASTALAR
📌 Eğer gelen kişi vebalı ise o hastaların olduğu koğuşa, başka bir bulaşıcı hastalığı varsa bulaşıcı hastalık koğuşuna yönlendirilirdi. Bu sayede hastalıkların bulaşılma riski azalıyordu.
📌Karasu nedeniyle gözleri görmeyenler, daimi sağırlık, kötürüm, yatalak, abdâl, mecnûn ve miskin (cüzam) hastalığı bulunanlar ile çaresiz hastalıklara yakalanmışlar hastaneye kabul edilmezdi.
📌 Hastaneye gelen ziyaretçiler için de belli kurallar vardı. Erkek ziyaretçiler salı ve cuma günleri, Müslüman kadınlar yalnız pazar günleri öğleden ikindi zamanına kadar hastaneye girebilirdi.
📌 Ziyaret süresi normal koğuşlarda yarım saat, bulaşıcı hastalıklar koğuşlarında 10 dakikaydı. Bulaşıcı hastalıklar koğuşuna gireler dezenfekte edilmeden bırakılmazdı.
İLAÇLAR ÜCRETSİZ DAĞITILIRDI
Açıldığı günden beri hastanede yatan hastaların ilaçları ücretsiz olarak verilirdi.
📌 Hastane, ilk açıldığı dönemde İstanbul'da çiçek salgını vardı. Henüz resmi açılışı yapılmadan çiçek aşısı merkezi hizmeti verdi. Böylelikle Üsküdar, Beyazıt, Eyüp ve Bezmiâlem Valide Sultan Gureba Hastanesi'ndeki dört aşı merkezinde 2.500 çocuk aşılandı.
📌Ayrıca 1849 yılına kadar süren kolera salgınında sokaklardan toplanan koleralılar, Gureba Hastanesi'ne yatırıldı.
📌 Hastanede, Müslüman ve erkek olmak kaydıyla sadece muhtaç ve kimsesiz "garipler" parasız tedavi görüyordu. Vâlide Sultan, hastanenin varlığının korunması ve hizmetin en iyi şekilde yürütülmesi için buraya zengin gelirli birçok vakıf bağışlamıştı.
📌 Hastanenin arkasında fidan dikilen bahçesi ve ön kısmında büyük bir hamamı ve 9 dükkânı vardı.
HASTALARA VERİLEN YEMEKLER
📌İdare-i Dahiliye Nizamnamesi'ne göre hastalara verilen yemeği tabipler belirlerdi. Bu kimselere, "yağlı tayın" veya "yavan tayın" listelerinden birine yazılırdı.
📌 Hastalıklarına göre bütün, yarım veya çeyrek tayın verilir, aşırı uygunsuzluğu olanlar birkaç gün aç bırakılırdı. Ayrıca hastalıklarının durumuna göre derecelendirilirlerdi.
Birinci derecede bulunan hastalara; sade suya çorba, sabah akşam 10'ar dirhem (günde 20 dirhem) pirinç.
İkinci derecedeki hastalara, sabah akşam 13.5 dirhemden et sulu çorba, tabip tabelasına yazarsa günde 30 dirhem et, 33 dirhem has ekmek.
Üçüncü derecedeki hastalara yarım tayın: Günde 27 dirhem çorbalık pirinç, 50 dirhem et, 6.5 dirhem soğan, 100 dirhem has ekmek. Tabip bu hastaların tabelasına külbastı yazarsa 50 dirhem etten külbastı pişirilip verilirdi.
Bütün tayın; 100 dirhem et, yarım kıyye has ekmek, 27 dirhem çorbalık pirinç, 6.5 dirhem tuz, 6.5 dirhem soğan, çorba için 2.5 dirhem sade yağ verilirdi.
Hastane açıldığında önünde bir kârgir hamam, cami, müştemilatı ve dokuz dükkân ve üç masura akar tatlı suyu vardı. Câmiin arkasındaki bahçede ağaç dikiliydi.
📌 Bezmiâlem Valide Sultan, hastanenin yanına bir cami ve çeşme yapılmasını istemişti. Cami, hastanedeki hastalar, ziyaretçiler ve çalışanların ibadetlerini eda edebilmesi için inşa edildi. Bundan dolayı da hastanenin içinden bir merdivenle camiye çıkılıyordu.
Hastanede vefat edenlerin cenazeleri buradan kaldırılır, iyileşip taburcu olanlar ise toplu olarak camiye gidip dua ederdi. Sonrasında kendilerine yol için para verilerek evlerine gönderilirdi.