Picasso’nun tuvaline yansıyan bombardıman
81 yıl önce, İspanya İç Savaşı sırasında Guernica şehrine büyük bir bombardıman yapıldı. Gerçekleştirilen hava saldırıları, büyük çapta yıkıma ve pek çok sivilin ölümüne yol açtı. Halkının çektiği acılara kayıtsız kalamayan ünlü ressam Picasso, Guernica isimli tablosuna bu bombardımanın izlerini yansıttı ve tablo, 1939 yılında güvenlik amacıyla New York'a götürüldü. Picasso, İspanya halkı cumhuriyete yeniden kavuşmadan tablonun ülkesine dönmesini istemiyordu. Ünlü ressamın bu vasiyeti yerine getirildi ve bundan tam 37 yıl önce parlamenter monarşinin ilanı sonrası tablo, anavatanı olan İspanya'ya iade edildi.
Giriş Tarihi: 10.09.2018
11:51
Güncelleme Tarihi: 10.09.2018
12:23
SALDIRININ AMACI HÂLEN TARTIŞILIYOR
Saldırının asıl amacının ne olduğu halen zaman zaman tartışılıyor. Saldırıyı planlayan ve yöneten komutanın 1970'lerde kamuya açıklanan günlüğündeki kayıtlara göre, Guernica saldırısı Milliyetçi güçlerin bölgedeki yayılımını artırmaya yönelik daha büyük bir planın parçasıydı. Aynı zamanda, bölgede yer alan Faşist güçlerin bu saldırı ile desteklenmesi amaçlanıyordu.
Guernica'nın stratejik önemini, saldırıdan önce fark eden Richthofen, Cumhuriyetçilerin geri çekilme yollarını kısıtlamak için, Renteria banliyösündeki yolların ve köprünün bombalanmasını emretti.
Guernica saldırısında köprünün tahrip edilmesi birinci amaçtı; çünkü bu saldırı, Milliyetçi güçlerin Cumhuriyetçilere karşı başlattığı harekâtı desteklemek için yapılmıştı. İkincil amaç ise, Cumhuriyetçilerin araç ve mühimmat trafiğini kesmek ve etrafta enkaz yığınları yaratarak köprünün tamir edilmesini engellemekti.
SİVİLLERİN KAÇIŞ YOLLARINI DA VURDULAR
Bu amaçları yerine getirmek üzere görevlendirilen uçaklar, 250 kilogramlık orta yüksek patlayıcılar, 50 kilogramlık hafif patlayıcılar ve 1 kilogramlık yangın bombaları ile donatıldı. 24 bombardıman uçağının toplam cephane yükü 22 tondu.
Richthofen'a gelen saldırı emri şöyleydi:
"Derhal başlamak üzere: Marquina-Guernica-Guerriciaz yakınlarındaki caddelerde serbest bombardıman görevi; Guernica'nın doğusundaki caddelere ve köprüye (banliyö dâhil). Eğer düşmanın personel ve mühimmatını engellemek istiyorsak, oradaki trafiği durdurmalıyız. Vigon, Guernica'nın güneyindeki caddeleri askerleriyle kapatmayı kabul etti. Bu başarıyla sonuçlanırsa, düşmanı Marquina etrafında kıstırmış olacağız."
Bombardımanda, şehrin çıkış yolları da vuruldu ve bu nedenle sivil can kayıpları arttı.
Yapılan bombardımanlar, Guernica'nın büyük bölümünü yok etti. Şehirdeki binaların dörtte üçünün tamamen yıkıldığı bildirildi. Diğer binalarda ise, ağır hasar vardı.
Yıkılan binalar arasında silah fabrikaları ile meclis binası da vardı. Richthofen'in kayıtlarına göre, asıl hedef olan köprüye hiçbir isabet olmamıştı ve bu yüzden saldırı başarısız olarak değerlendirildi.
Yine de saldırının yarattığı kaos ve yıkıntı, Cumhuriyetçi güçlerin bölgedeki hareket imkânını kısıtladı.
BİRÇOK SİVİL, BOMBARDIMANDA YAŞAMINI YİTİRDİ
Bombardımandaki sivil can kaybı sayısı, daima tartışmalı bir konu oldu. General Emilio Mola'nın yönetimindeki Milliyetçi güçler, saldırıdan üç gün sonra şehre girdiklerinde, kayıpların tam sayısını belirlemeye yönelik bir çalışma yapmadılar.
O dönemde Bask Hükümeti'nden yapılan açıklamaya göre, ölü sayısı en az 1.654; yaralı sayısı ise, 889'du. Çatışmaların haricindeki pek çok dış kaynakta, bu rakamların doğru olduğu varsayıldı. O dönemden 1970'lere kadar, doğrulukları tartışmalı olsa da, bu rakamlar birçok başka kaynakta kullanıldı.
Milliyetçi cunta hükümeti ise şehrin, kaçmakta olan Cumhuriyetçi güçler tarafından yakılarak tahrip edildiğini iddia etti ve kayıplar hakkında net bir sayı belirtmedi. Bahsedilen en düşük ölü sayısı, Franco yanlısı Arriba Gazetesi'nde yer alan bir habere göre 12'ydi.