Piyadenin geçemediği Giden Gelmez Dağları
Anadolu'nun dört bir yanını çevreleyen dağlar, büyüklükleriyle kudretin simgesi olmuştur. Bazıları ise coğrafi özelliklerinden dolayı yüzyıllar boyunca halk arasında efsanelere konu olmuştur. Bu efsanelerden biri Giden Gelmez Dağları'na aittir. Sarp kayalıkları dolayısıyla kulaktan kulağa yayılan hikâyeleri, nesillerdir duyanlarda tedirginlik ve ürperti uyandırır. Giden Gelmez Dağları aynı zamanda Harita Genel Komutanlığı tarafından 1945 yılında yayınlanan bir haritada "Piyade Geçmez" olarak adlandırılmıştır.
Giriş Tarihi: 15.12.2023
13:23
Güncelleme Tarihi: 15.12.2023
16:42
◾ Nesillerdir dilden dile aktarılarak adeta tüyler ürperten hikâyelerden bir diğeri ise kaybolan hayvanlar ile ilgilidir. Günlerden bir gün avlanmak amacıyla yollara düşen birkaç avcı, avladıkları geyikleri de alarak köye döner. Ancak geyikler, yol üzerinde bir obruğa düşer. Yorgunluktan bitap düşmüş avcılar geyikleri ertesi gün kurtarma konusunda hemfikir olurlar.
◾ Bir sonraki gün, geyikleri almak için dönen avcılar bomboş bir obrukla karşılaşır. Görünürde hiçbir şey yoktur. Avcılardan bazıları obruğun içine atlayarak bakmak isterler. Ancak hesaba katmadıkları bir durum söz konusudur. Obruklar öyle keskindir ki içeriye atlayan avcılar için geri çıkılması imkânsız hale gelir.
Ortak değerlerimiz "dağ"
Fotoğrafçıların vazgeçilmez mekânı
◾ Fotoğrafçıların Anadolu'daki vazgeçilmez mekânlarından biri Giden Gelmez Dağları, tırmanış ekiplerinin ilgisini çeken, yılın belli dönemlerinde ziyaretçilerini ağırlayan doğal güzelliklerden biri. Yoğun sis ve iki metreye yakın kar kalınlığıyla birlikte muhtemel tehlikelere rağmen güvenlik önlemlerini alan tırmanış ekipleri büyük bir cesaret örneği gösterir.
◾ Ekipler bu eşsiz manzara karşısında adeta kartpostallık fotoğraflar elde eder. Bu faaliyetler Giden Gelmez Dağları'nın korkutucu tarafının yanı sıra büyüleyici güzelliğini de öne çıkarıyor.
Giden Gelmez Dağları'nda coğrafi şartlar ve yerleşim
◾ Toros Dağlarında sıkça görülen karstik yapının insan yaşamı üzerinde çeşitli etkileri vardır. Antalya ve Konya şehirlerinin birleşim noktasında, Akseki ilçesinde yer alan Giden Gelmez Dağları'nda yerleşimin tehlikeli olduğundan bahsedilir. Dolayısıyla oldukça kısıtlı denebilecek yerleşim özellikle belirli noktalarda yoğunlaşır.
◾ Karstik alanlarda bulunan polye ve uvala benzeri depresyonların yamaçlarında insan yerleşimine rastlanır. Ayrıca bu dağ dizisi, Akdeniz iklimi ve iç Anadolu karasal ikliminin görüldüğü bir bölgedir.
Bilgi Notu: *Karstik: Direnci düşük, kolay eriyebilen taşlardan oluşan arazi.
*Polye: Dağlık bölgelerde yüksek kısımların aralarında bulunan düzlük alan.
*Uvala: Karstik arazilerde taşların erimesiyle oluşan büyük çukurlar.
Giden Gelmez Dağları'nda geçim kaynakları
◾ Birçok açıdan tehlike barındıran Giden Gelmez Dağları'nın yamaçlarına kurulan köylerde hayvancılık , başlıca geçim kaynağıdır. Bu bölgede sarp kayalıklara adaptasyonunu sağlamış kıl keçileri yetişmektedir. Dağların ormanlık araziden oluşması sebebiyle otlak alanlara sık rastlanmaz.
◾ Otlak alanların kısıtlı olması sebebiyle yaylacılık faaliyetleri zorunlu olarak yaygınlık gösterir. Bununla birlikte tarım, arıcılık ve el sanatları da yerlilerin geçimini sağlama yöntemlerinden bazılarıdır.
Büyüleyen tatil rotaları: Milli Parklar
Giden Gelmez Dağları'ndaki son çoban: Hüseyin
◾ Günümüzde hala Giden Gelmez Dağları'nda yaşamını sürdüren son çoban Hüseyin buradaki hayatıyla ilgili 2023 yılında bir röportaj verdi. 1967 yılında dünyaya gelen Hüseyin, ömrü boyunca 45 yılı aşkın süre, Giden Gelmez Dağları'nda çobanlık yaptığını dile getirdi.
◾ Bilhassa dağlardaki tehlikeye dikkat çeken Hüseyin, buralarda hayatta kalmak için kişinin bitkileri ve hatta taşları dahi tanımasının gerekliliğini vurguladı. Örnek vermek gerekirse, yalnızca mağaraların ağızlarında yetişen bir bitki türü mevcut. Bu bitki, mağaraların boşluklarının görünmesini engelleyerek insanlar için ciddi hayati tehlike oluşturur. Geçmiş yıllarda bitkiyi tanımayarak mağara boşluklarında metrelerce aşağıya düşerek hayatını kaybeden insanlar olduğuna değinen Hüseyin, kendisinin babası ve dedesinin öğütleri sayesinde bu tuzaklara düşmediğini söyledi.