Arama

Ramazan'ın vazgeçilmez sahur eğlencesi: Karagöz ve Hacivat

Karagöz ve Hacivat, Ramazan'ın vazgeçilmez eğlencelerinden biriydi. Osmanlı'da özellikle de Ramazan ayı yaza denk geldiğinde geceleri sahura kadar değerlendirilirdi. Karagöz ustaları on bir ayın sultanında özel, Kadir Gecesi'ne kadar geçen 28 gün için 28 oyun hazırlardı. Bu gölge oyunu yüzlerce yıl insanların gönlünde yer etti. Peki, Karagöz ve Hacivat gerçekten yaşadı mı?

Karagöz ve Hacivat'ın gerçek olup olmadığı üzerine uzun tartışmalar yapıldı. Filibeli Mithat Bey, 1333 yılında Hisar'daki Ortapazar medresesi kitaplığında "Hayat ve Menakıb-ı Kara Oğuz ve Hacı Ehvad" adında bir kitap bulunduğunu, sonra bir yangında yanmış olduğunu belirtir. Buna göre Karagöz, Orhaneli Karakeçili aşiretinden Kara Oğuz adını taşıyan bir köylüydü. Fakat onun adı sonradan Kara Öküz'e çevrildi. Arkadaşı Hacı Ahvad ile birlikte düzenlerken Şeyh Küşteri'nin ilgisini çekti. Şeyh Küşteri, sonradan Kara Öküz'ü Karagöze çevirdi.

Bir başka rivayete göre ise Karagöz, Karakuş'tan bozmaydı. Karakuş üzerine çeşitli halk hikâyeleri, fıkralar üretilmiş olan Selahaddin-i Eyyubi'nin subaylarından ve devlet adamlarından olan Bahaeddin Karakuş'tu.

  • 7
  • 14
KARAGÖZ OYUNUN KURUCUSU
KARAGÖZ OYUNUN KURUCUSU

Geleneksel Türk tiyatromuzun gölge oyunu Karagöz ve Hacivat'ı, perdeye aktaran ilk kişi Şeyh Küşteri'ydi. Küşteri, Hacivat ve Karagöz'ün deriden yapılmış tasvirlerini perde arkasından oynatarak şakalarını tekrar etti. Bundan dolayı da Karagöz perdesine Küşteri Meydanı da denilir.

Gölge oyununun diğer adı hayal oyunuydu. Bu gölge oyunu, deriden kesilen ve tasvir adı verilen insan, hayvan, bitki, eşya gibi tasvirler arkadan ışıklandırılmış beyaz bir perde üzerine yansıtılırdı.

Karagöz ve Hacivat oyununu tek bir kişi seslendirir. Sanatçı el maharetiyle ve değişik sesler kullanarak kadın ve çocuklardan çeşitli ağızlara kadar bütün kişilerin seslerini verir, oyunun ritim ve temposunu belirler.

Bu oyunu oynatan sanatçılara da hayalî, hayalci veya Karagözcü denilir. Çırak, perdenin hazırlanmasını, oynayacak faslın görüntülerini seçip, sıraya koyardı. Ayrıca çırağın da "sandıkkar" adında yardımcısı bulunabilirdi. Oyunlarda şarkıları, türküleri, okuyanlara "Yardak", tef çalan yardımcıya ise "Dayrezen" denilirdi.

  • 9
  • 14
YAVUZ SULTAN SELİM İSTANBUL’A GETİRTTİ
YAVUZ SULTAN SELİM İSTANBUL’A GETİRTTİ

Gölge oyunu, Osmanlı'ya Mısır'dan Memlük sanatçıları vasıtasıyla geldiği düşünülür. Memlük dönemi tarihçisi İbn İyâs'ın Bedâʾiʿu'z-zühûr adlı Mısır tarihinde Memlükler'deki gölge oyunundan söz eder. Devamında Mısır'ı fetheden Yavuz Sultan Selim'in huzurunda bir gölge oyuncusunun gösterisinin hoşuna gittiğini, oğlu Süleyman'ın da görmesini istediğini bundan dolayı da sanatçıyı İstanbul'a çağırdığını belirtir. Nitekim Yavuz'la birlikte 600 kadar Mısırlı sanatçı İstanbul'a geldi, bazı oyuncular üç yıl kaldıktan sonra ülkelerine dönse de bazıları İstanbul'da kaldı.

Yavuz Sultan Selim geçilmez çölü nasıl geçti?

  • 10
  • 14

Karagöz Anadolu dışında, Osmanlı Devleti'nin sınırları içerisindeki Cezayir, Tunus, Mısır, Romanya, Yugoslavya, Suriye, Lübnan ve Yunanistan'a da yayıldı. 1880'li yıllarda Direklerarası'ndaki büyük kahvehanelerde orta oyunu, meddah ve Karagöz gibi eski temaşa sanatları icra edilirdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN