Sanat tarihine damga vurmuş 10 tablonun hikayesi
Üzerinden yıllar geçse de hafızalardan bir an olsun çıkmayacak bazı eserler var ki, zihinde güçlü etkiler bırakır. Peki, ünlü ressamların elinden çıkan bu tabloları meşhur yapan hikayeler nelerdir?
Giriş Tarihi: 15.09.2019
15:06
Güncelleme Tarihi: 15.09.2020
11:56
"Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın."
Dönemin en meşhur ressamlarından olan Kahlo, eserlerinde cesurca yansıtabildiği duygusallığı ile tüm dünyada dikkat çeken bir isim haline gelmiştir. Frida Kahlo deyince akla gelen ilk isim Diego Rivera'dır. Ona büyük bir tutku ile bağlı olan Frida sevgisini şöyle betimler. "Senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan herkesten. Senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç…" Frida, 1939 yılının Kasım ayında eşi Diego Rivera'dan boşandı. Bu dönemde yaptığı eserleri, derin ve çokça acı doluydu.
Bu otoporte eserinde, el ele tutuşan iki Frida görüyoruz. Soldaki beyaz tenli, etekleri işlemeli beyaz bir gelinlik giymiş, Avrupa kültürlü bir kadın rolünde. Sağdaki ise bildiğimiz Meksika yerlisi Frida. Avrupalı Frida'nın kalbinden çıkan damar buradan uzanıp Meksikalı Frida'nın kalbine, oradan da Frida'nın elinde duran küçük bir aksesuara bağlanmıştır. Bu aksesuarın üzerinde Diego'nun çocukluk resmi vardır. Frida Diego'yu hem kocası hem çocuğu gibi gördüğünü anlatmak istemiştir. Meksika Modern Sanatlar Müzesi'nde sergilenen Frida'nın elinde tuttuğu muska, Frida Kahlo Müzesi'nde saklanmaktadır.
Kübizmin en önemli temsilcilerinden olan Picasso'ya göre sanatçı, insanlığın yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı bir savaşa kayıtsız kalamazdı. Bu yüzden bir şekilde savaşın yıkıcılığına eserinde yer vermeliydi. Bunun üzerine en ünlü eserlerinden biri olan bu tabloyu çizdi.
Her bir karede farklı olayın yansıtıldığı Guernica, geometrik ve tablo olarak görülürken, yağlı boyayla yapılmış olmasına rağmen siyah, beyaz ve gri renkleri kullanan Guernica, gazete fotoğraflarına benzer bir hava yakalayarak ve savaşın sebep olduğu cansızlığı vermek istedi.
Tablo neden yasaklandı?
Eser, Franco hükümetinin iktidarda olduğu sürece resmin İspanya'ya girmesi yasaklandı. Hatta Alman bir subayın Picasso'ya "Bu resmi siz mi yaptınız?" sorusu üzerine, Picasso "Hayır siz yaptınız" demesi önemli bir gönderme oldu. Picasso tabloyu İspanya'ya hediye etmiş olsa da yaşadığı sürece yasaktan dolayı Guernica, İspanya'ya girememiştir.
İnci Küpeli Kız - Johannes Vermeer
Vermeer 1675'ten 19. yüzyılın yarısına kadar unutulmuşluğa terk edilen bu eserini, ışık gölge tekniğiyle çizer. Aynı zamanda çizim için fotoğraf makinesinin ilk türlerinden biri olan "camera obscura"dan (karanlık kutu) yardım almıştır.
Mükemmeliyetçilik tutku olan, Johannes Vermeer 43 yıllık yaşamında sadece 35 eser yaptığı biliniyor. Kimi zaman Kuzeyin Mona Lisa'sı ya da Hollandalı Mona Lisa olarak adlandırılan bu eser tek bir odak noktası ile tüm bakışları kendine çekebiliyor.
Küpenin sırrı neydi?
Tablonun en dikkat çekici detayı olan küpe, söylentilere göre ünlü ressamın eşine aitti. Tablodaki figürün bakışlarının altındaki gizem ve Vermeer'in tabloya bakış açısı, ünlü eserin yüzyıllardır süregelen sırrın hala neden çözülemediğini ortaya koyuyor.
Okumak isteyenler için meşhur romanı:
Tracy Chevalier'in, sanatsal bakış açısı ve duygusal uyanış üzerine kurduğu "İnci Küpeli Kız" adlı romanı, tarih ve kurmacayı bir araya getirmiştir.
İzlemek isteyenler için meşhur filmi:
Yönetmen Peter Webber tarafından 2003 yılında yapılan "İnci Küpeli Kız" filmi ise aynı adlı romandan Olivia Hetreed tarafından uyarlanmıştır.
Adem'in Yaratılışı - Michelangelo Buonarroti
"Başkalarını öldüren şeyler beni yaşatıyor."
4 yıl boyunca tek başına boyadı
Kendini heykeltıraş olarak tanımlayan Michelangelo'nun en önemli eserlerinden "Adem'in Yaratılışı", yaratılış efsanesindeki büyük ayrılmayı ve birbirine ancak parmak ucu kadar yakın ama bir o kadar ayrı Adem'in hikâyesini konu alır. Bu eser hakkında söylenen Tanrı'nın ilk insan Âdem'e hayat vermesini betimlediğidir.
Kaplumbağa Terbiyecisi - Osman Hamdi Bey
Dünyadaki terbiye edilmesi en zor hayvanlardan biri kaplumbağa olduğunu biliyor muydunuz?
Osman Hamdi Bey, birçok oryantalist ressam gibi beğendiği bu tabloyu bir kez daha çizmiştir. Bu eserinde Osmanlı'daki bürokrasinin ne kadar ağır işlediğini anlatmaya çalışır. Dolayısıyla eserin ana teması toplum ve yönetim eleştirisi olmuştur.
Tablo bize ne anlatıyor?
Tabloda gördüğümüz erkek figürü Osman Hamdi Bey'dir. Üzerinde derviş kaftanı olan, sakallı, kambur yaşlı bir adam bir adam bakımsız bir odada, marul yiyen kaplumbağalara bakarken görürüz. Bu adamın yaşlı fakat aynı zamanda yorgun bir görüntüsü vardır.
Sırtında bir nakkare, ellerini arkasında kavuşturmuş, bir neyi tutuyor. Nekkare Mevlevî musikisinin temel çalgılarından birisidir. Ney ise Mevlânâ'nın Mesnevi'nin başında geçen denli bir müzik aletidir: "Dinle ki, neyden şikâyet ediyor; ayrılıkları hikâye ediyor..." Ney huzurdur, sabırdır...
Zeminde ise toplamda beş kaplumbağa var ve kaplumbağaları, nakkare çalarak ve ney üfleyerek terbiye etmeye çalıştığını görüyoruz.
Neden kaplumbağalar?
Lâle Devrindeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür. Sarayda birçok görevde bulunan Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendisine uyum gösteremeyen astlarını ise marula ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvetmektedir.