Arama

Sanat tarihinin büyük birliği: Osmanlı Ressamlar Cemiyeti

Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, özellikle resim ve sanat sorunları üzerine düşünce üretmiş ve dönemin kanunlarının verdiği haklarla kurulmuş, dernek statüsündeki ilk sanatçı örgütüydü. Türk resim sanatının kurumlaşma ve çağdaşlaşma çabalarının 'erken dönemi'ni temsil eden bir sanatçı hareketiydi. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin plastik sanatlar tarihimizdeki asıl önemi devlet eliyle kurulmamış ilk bağımsız sanatçı grubu olmasıydı ve bağımsızlığı düşünsel yapısına yansımıştı. Yani topluma sanatı ve sanatçıyı sevdirme mücadelesi içerisindeydi. Cemiyet, bir zaman sonra fonksiyonunu yitirdi ve misyonunu tamamlayarak sanat tarihindeki yerini aldı.

Eğitim programında resim derslerinin yer aldığı ilk Türk eğitim kurumu olan Mühendishane-i Berri-i Hümayun ile başlayan ve 1883'te Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nin açılmasıyla tamamlanan kısa dönem, batılı anlamdaki Türk resminin hazırlık aşamasıdır.

Sultan III. Selim'in sosyo-kültürel yenilik hareketleri kapsamında yurda giren batı anlayışındaki resmin Türk eğitim ve kültür hayatına adaptasyonu, eskiden sanıldığı gibi sadece Sultan'ın çevresinde gelişen sınırlı heyecanlara bağlı olmadı.

Hatta 1795 yılında öğretime başlayan Mühendishane-i Berri-i Hümayun'un açılışında, okulun amacı, kadrosu, yönetim şekli, ders programları vb. konular, bir kanun maddesi ile hükme bağlanmıştı. Okulun sadece ilk sınıfında mevcut olan resim dersleri bu kanunda şu şekilde açıklandı: "Sınıf-ı rabi şakirdanı resmi-i hatt ve imla ve erkam ve san'at-ı ressamiye ve bazen Arabiyat ve mukaddemat-ı hendese ve hesap ve ba'de françe lisanı taallüm eylemek..."

Mühendishane-i Berri-i Hümayun'dan sonra Mühendishane-i Bahri-i Hümayun, İkinci Mahmud döneminde de Mekteb-i Tıbbiye ve Mekteb-i Harbiye açılmış ve serbest resim dersleri bu okulların programlarında yer almıştı.

Özellikle 1845 yılına gelindiğinde, Harbiye'nin, Avrupa'daki benzerlerinin eğitim-öğretim düzeyine çıkarılması için Mekteb-i Fünun-u İdadiye ve Mekteb-i Umum-u Harbiye olarak ikiye ayrılması ile diğer meslek dersleri yanı şıra resim dersleri de geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmış oldu.

Bu dönemde varlığını hissettiren eğitimci sorunu, Türk eğitimciler yetişene kadar yabancıların çalıştırılması düşüncesiyle çözümlendi. Askeri idadi ve Harbiye'deki resim öğretmeni Mösyö Kes bunlardan biliydi. Fakat Türk öğretmenlerin yetişmesi de uzun sürmemiş ve kısa bir süre sonra, Kolağası Hafız Mehmet Efendi gibi Türk resim öğretmenleri de ortaya çıktı. Aradan geçen zamanla resim eğitiminin, asıl alanında yani 'Batı'da daha iyi sonuç vereceği düşüncesi doğdu. Her bakımdan çok önemli olan bu fikir, yüzlerce yıldır, Türk ve batı dünyası arasındaki çekinikliği aradan kaldıracaktı. Bu durum Türk toplumunun bilimsel, toplumsal ve kültürel dinamiklerinin sonraki yıllarda radikal değişikliklerini başlatacak olan bir çığırdı.

1851-1852 yıllarından itibaren de Mühendishane'den 'ressam' sınıfından önemli sayıda ressam yetişmiştir. Günümüzdeki anlamıyla resim ve ressam ilişkisinden söz edemeyeceğimiz o günlerde bu sanatçıların önemli bir kısmı askeri okullarda resim öğretmenliği yapmış ya da Harbiye matbaasında çalışmışlardı.

1 Mart 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi açıldı. Sanayi-i Nefise'nin açılışını da sağlayan Türkiye'deki ilk sanat hareketleri olan sergiler, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin kuruluşuna da ortam hazırladı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN