Selçuklu sarayına açılan kapı
Tarihimizde Selçuklu dönemi sanat ve mimarinin zirve yaptığı, kendinden sonra gelen medeniyetleri etkileyen bir devirdi. Ne yazık ki o devirden günümüze az sayıda eser kalması, Selçuklu tarihinin gölgede kalmasına neden oldu. Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde açılan "Darülmülk Konya Selçuklu Sarayları " sergisi bu döneme dair ipuçlarını sanatseverlerle buluşturuyor. Gelin, Fikriyat olarak ziyaret ettiğimiz sergiye yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 01.07.2022
14:05
Güncelleme Tarihi: 27.06.2023
09:27
💠 Konya'daki arkeolojik kazılarında gün yüzüne çıkarılmış eserlerden özel bir seçkiye yer verilen sergide, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Konya Çini Eserleri Müzesi, Konya Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi, Konya Etnografya Müzesi ve İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nin koleksiyonlarında yer alan 135 eser görülebilecek.
💠Serginin yönetmenliğini üstlenen İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz Selçuklu tarihinin Türk tarihinin çok önemli bir dönemini oluşturduğunu belirterek, "Fakat bu önemiyle orantılı olarak tarihimizde ve tarihi araştırmalarımızda henüz yerini almış değil. Son yıllarda bu ilgi gittikçe artıyor. Bizim Selçuklu tarihini anlamamız aslında Osmanlı'yı da bugünü de anlamanın temelini oluşturuyor. Anadolu'daki varlığımızı da anlamayı kolaylaştıran en önemli dönemdir." dedi.
Selçuklu tarihi hakkında bilinmesi gereken terimler
💠 Serginin düzenleme kurulunda yer alan Doç. Dr. Muharrem Çeken, Türkiye Selçuklularının günümüze ulaşmış en önemli saray kalıntıları Konya ve sınırları içerisinde yer aldığını belirtti: "70 yıldır devam eden kazılar neticesinde ortaya çıkarılmış bu eserlerin bir kısmı, ilk kez bu sergide ortaya konulmaktadır. Özellikle Konya Kalesi'nde ele geçirilen bir kitabe, Konya Sarayı'nın çevresinde yapılmış kazılarda ele geçirilmiş olan bir dizi seramik ve alçı buluntu ile beraber esas o devri en iyi şekilde temsil eden saray sanatının en önemli destekleyen kurumudur."
Büyük Selçuklu'nun tarih sahnesine çıkışı
💠 Selçuklu dönemini en iyi temsil eden yerin Kubadabad Sarayı olduğunu söyleyen Çeken, burada ele geçen buluntular hakkında bilgi verdi: "Kubadabad Sarayı, Beyşehir gölünün manzaraya hakim noktasında bir saray şehir olarak kurulmuş ve Selçukluların tamamen orijinal, başından sonuna tasarladığı, uyguladığı bir kent ve saray kalıntısıdır. Özellikle bu sarayın mimarisi günümüze kadar kısmen harabe olarak ulaşmış ama buranın özellikle saray dekorasyonunda kullanılan çinileri, taş alçı mimari süslemesi yanı sıra sarayın kullanım eşyası olan seramikler bu sergiye dâhil edilmiştir. Bunlar içerisinde özellikle göğsünde "es-sultan ve el muazzam" ifadeleri yazan çift başlı kartal figürleri, sarayın masalsı, renkli dünyasını sergileyen ejderha, siren gibi pek çok fantastik hayvan bunların yanı sıra sarayın soylularını ve asilzadelerini temsil eden insan figürleri çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Özellikle üzerinde Alaeddin Keykubad'ın unvanı ve arka yüzünde de bir portre yer alan hazinenin mührü, yine Selçuklu sultanlarını temsil eden Darülmülk darplı sikkeler bu sergide ilk kez temsil edilen eserler arasındadır."
Selçuklu döneminde yetişen alimler
💠 Sergide, Alaeddin Tepesi üzerinde yer alan Selçuklu Sarayı, Kubadabad Sarayı ve Felekabad (Filobad) Sarayı'nda bulunan 78 çini, 9 taş, 14 alçı, 12 seramik, 1 cam, 3 maden eser ile 18 sikke yer alıyor.
İslam sanatında zirve: Selçuklu çinileri
💠 Kubadabad Sarayı kazılarında ortaya çıkarılan ve üzerlerinde Selçuklu dönemine ait devlet sembolü olan çift başlı kartal figürlerinin bulunduğu sekiz kollu yıldız çinilerden 15'i de ilk kez bu sergiyle sanatseverlerle buluştu.
Selçuklular savaştan önce nasıl beslenirdi?