Tarihe meydan okuyan Van Kalesi
Van Kalesi, yazıtları, surları, tapınakları, kaya mezarları ve camileriyle dünyanın bir çok yerinden ağırladığı binlerce turistin 2700 yıllık tarihe tanıklık etmesine imkan sunuyor.
Giriş Tarihi: 02.08.2018
15:08
Güncelleme Tarihi: 02.08.2018
16:04
Konyar, 97 hektarlık alana yayılan Van Kalesi, höyük ve eski Van şehrinde milattan önce 3 bin yılından 20. yüzyılın başına uzanan süreçte bölgede yaşayan toplumlara ilişkin maddi kültür kalıntıların bulunduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Erken transkafkasya toplumları, Urartular, Medler, Persler, Roma, Sasani, Arap, Bizans, Ermeni, Selçuklu, Eyyubi, İlhanlı, Karakoyunlu, Timur, Sefevi ve Osmanlı dönemlerine ilişkin kültür katmanları bu alandan izlenebilmektedir. Bu açıdan bölgenin yaklaşık 5 bin yıllık tarihsel sürecinde yaşam biçiminden, üretim biçimine ve mimariye varıncaya kadar Van insanının ve kentinin gelişim süreci gözlemlenebilmekte. Van Kalesi, yaklaşık 250 yıl Doğu Anadolu Bölgesi'nde egemenlik sürdüren Urartular'ın başkentliğini yapmış. Anadolu'nun çok az yerinde kent merkezi içinde bu kadar eskiye giden arkeolojik maddi kültür kalıntıları modern kentin eski yerleşimcilerinin oturduğu konut kalıntıları, dini yapıları, mezarları, yolları ve kente dair diğer yan birimler vardır."
Anadolu'nun özellikle Osmanlı dönemi orijinal kent dokusunu yansıtması bakımından önemli olan eski Van şehrinin bir açık hava müzesi konumunda olduğunu vurgulayan Konyar, "Urartu mimarlarının şekillendirdiği Van Kalesi ve çevresi kendinden sonra gelen toplumlara da yerleşebilecekleri uygun alanlar yaratmış. Van Kalesi, başkent niteliğiyle Demir Çağ Anadolu'sunun en ünik ve etkileyici kentidir. Eski Van şehri, kale ve höyükteki kazı çalışmaları aslında Van kent tarihinin 7 bin yıllık sürecini yansıtır. Bu açıdan söz konusu alanlar Van turizminin gelişmesi adına oldukça önemlidirler. Söz konusu yapılara işlev kazandırılmasıyla bölge özellikle turistik açıdan önemli bir cazibe merkezi olacaktır." ifadelerini kullandı.
Mardin'den Van'a gelen Murat Turhan, Mardin'deki kaleyi turizme kapalı olduğu için ziyaret edemediklerini belirterek, "Buradaki kalenin ziyarete açık olması önemli. Tarihi bir kale ve manzarası çok güzel. Herkese burayı gelip gezmelerini tavsiye ediyoruz. Tarihi yapıları çok önemli. Buranın turizme kazandırılması, tanıtım çalışmalarının artırılması gerekiyor. Dinlenme yerleri oluşturulmalı. Burası UNESCO asil listesine konulmayı hak ediyor, biz de bunu destekleriz. Van'ın çok güzel yerleri, Ege sahillerinden farksız sahilleri var. Buraların değerlendirilmesi gerekiyor." dedi.
Gürcistan'ın başkenti Batum'dan gelen Hüseyin Divarcı, ilk kez gezdiği Van'ın her yönüyle tarih kokan bir kent olduğunu belirtti.
Kentin turizminin gelişmesi için tanıtımının yapılması gerektiğinin altını çizen Divarcı, şöyle konuştu:
"Yazılı ve görsel basında Van'dan daha çok söz edilmesi gerekiyor. Böylece buraya gelecek yerli ve yabancı turistlerin sayısı artacak. Van insanı mükemmel derecede misafirperver. Kime ne sorarsanız her konuda yardımcı oluyorlar ve sizi ağırlamak istiyorlar. 15 yıl Erzurum'da görev yaptım. Van Kalesi'ne geldiğimde 'Erzurum Kalesi gibi mi?' dedim ama gördüğümde heybetinden korktum. Zirvesine çıkar mıyız dedik ve çıktık. İyi ki çıkmışız. Tarih kokuyor, medeniyetlerin izleri var. Geçmişe dönük çok şeyler hayal edebiliyorsunuz. Herkesi buraya davet ediyorum. Burası UNESCO'ya girmeyi hak ediyor. Bu zamana kadar girmemiş olması eksiklik."