Tarihe meydan okuyan Van Kalesi
Van Kalesi, yazıtları, surları, tapınakları, kaya mezarları ve camileriyle dünyanın bir çok yerinden ağırladığı binlerce turistin 2700 yıllık tarihe tanıklık etmesine imkan sunuyor.
Giriş Tarihi: 02.08.2018
15:08
Güncelleme Tarihi: 02.08.2018
16:04
"Van Kalesi Urartular'dan günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapan bir eser. UNESCO asil listesini en fazla hak eden yerlerden biri. Van Kalesi'nin UNESCO sürecini 2 yıl önce başlatmıştık. Yapılan değerlendirmeler sonucunda geçici miras listesine alındığı bize iletildi. Bu süreçten 3 yıl sonra asil liste için müracaat yapılabiliyor. Bu günden itibaren bir lobi oluşturulması lazım. Bundan sonra yapılacak tek şey, kalenin asil listeye girmesi için Van olarak bir çalışma başlatmak olacaktır. Van Kalesi, Van'ın en çok ziyaret edilen noktalarından biri. Van'a gelen yerli yabancı turistlerin tamamı kaleyi ziyaret eder. Çevre düzenlemesiyle kaleyi güvence altına aldık. Kalemiz ören yeri statüsüne girdi."
Aktuğ, kalenin arkasındaki eski Van şehrinde 100 yıl önce farklı medeniyetlerden, farklı dinlerden insanların bir arada huzur içinde yaşadığını vurguladı.
Kaledeki tarihi camilerin yanında kilise ve şapellerin bulunduğunu, insanların huzur içinde yaşadığını anlatan Aktuğ, "Ermenilerin yaptıkları katliam sonucu güzelim şehir yakılıp yıkıldı. Buranın ayağa kaldırılması konusunda son dönemlerde Müzeler Genel Müdürlüğü ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın (DAKA) katkılarıyla çalışma başlatıldı." değerlendirmesinde bulundu.
Geçmiş süreci, eski Tuşba'yı gandeme taşıyabilmek için çalışmalarının devam ettiğini aktaran Aktuğ, "Kalede tarihi Van evlerini andıran örnek evimiz var. İnsanlar buraları görerek geçmişe dair yaşamın izlerini sürebiliyor. 7 bin yıllık geçmişe sahip Van kentinin turizm konusunda hak ettiği noktaya gelebilmesi için çaba gösteriyoruz. Her geçen gün Van'a gelen turist sayısı artıyor. 2011'de 350 bin olan konaklamalı yerli ve yabancı turist sayısı 2017'de bir milyon 50 binlere dayandı. Bu, Van açısından sevindirici bir rakamdır." ifadelerini kullandı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar ise Van Kalesi ve çevresindeki yerleşim alanlarında tarihe ışık tutacak önemli yapıların ortaya çıkarıldığını söyledi.
Van Kalesi'nin güneye bakan cephesine açılan 8 kaya mezarının Urartu mimarisinin en görkemli anıtları olarak kabul edildiğini belirten Konyar, kalede günümüze kadar ulaşan surların alt seviyelerindeki iri blokların büyük çoğunluğunun Urartu döneminde yerleştirildiğini, sonrasında da Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyetin birçok taş ve kerpiçlerle ekleme yaptığını anlattı.
Konyar, 97 hektarlık alana yayılan Van Kalesi, höyük ve eski Van şehrinde milattan önce 3 bin yılından 20. yüzyılın başına uzanan süreçte bölgede yaşayan toplumlara ilişkin maddi kültür kalıntıların bulunduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Erken transkafkasya toplumları, Urartular, Medler, Persler, Roma, Sasani, Arap, Bizans, Ermeni, Selçuklu, Eyyubi, İlhanlı, Karakoyunlu, Timur, Sefevi ve Osmanlı dönemlerine ilişkin kültür katmanları bu alandan izlenebilmektedir. Bu açıdan bölgenin yaklaşık 5 bin yıllık tarihsel sürecinde yaşam biçiminden, üretim biçimine ve mimariye varıncaya kadar Van insanının ve kentinin gelişim süreci gözlemlenebilmekte. Van Kalesi, yaklaşık 250 yıl Doğu Anadolu Bölgesi'nde egemenlik sürdüren Urartular'ın başkentliğini yapmış. Anadolu'nun çok az yerinde kent merkezi içinde bu kadar eskiye giden arkeolojik maddi kültür kalıntıları modern kentin eski yerleşimcilerinin oturduğu konut kalıntıları, dini yapıları, mezarları, yolları ve kente dair diğer yan birimler vardır."