Arama

Tarihte bugün: 25 Eylül 1913'de Sebilürreşad'da çıkan haberler

Sebilürreşad, yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren İttihad-ı İslam düşüncesinin savunucusu oldu. Yazı kadrosunda Mehmet Akif, İsmail Hakkı, Mehmet Tahir, Abdürreşid İbrahim gibi isimlerin yer aldığı dergi, İslam aleminin uyanması ve yükselmesi için çalışmayı en mukaddes görev kabul etti. Dünyanın değişik bölgelerinde bulundurduğu yazarlar sayesinde oralarla ilgili sağlıklı haberlere yer verdi. Japonya'dan Balkanlara kadar geniş bir okuyucu ve yazar kitlesi bulunuyordu. Sizler için 25 Eylül 1913'de Sebilürreşad'da yer alan yazıları derledik.

  • 9
  • 10
EDİRNE MESELESİ BİZİM HAYAT VE MEMATIMIZDIR
EDİRNE MESELESİ BİZİM HAYAT VE MEMATIMIZDIR

Edirne'yi Osmanlılar tahliye edecekler ve fakat buna mukabil Avrupa devletlerinden ıslahat için biraz para koparacaklardır diye Reuters Ajansı'nın telgrafı buradaki Müslümanlar üzerine pek fenâ te'sîrât bırakmaya sebep olmuştur.

Keyfiyeti istîzâh için takım takım konsolosluğumuza müracaat ediyorlar. Fakat kat'î bir cevap almaksızın avdet ediyorlar. Eğer Edirne'den bu sefer Osmanlılar çıkacak olurlarsa Hindistan'daki haysiyetlerini büsbütün kaybedeceklerine şüphe yoktur.

Eğer Edirne'de kalmayacak isek, niçin zabt ve istirdâdına teşebbüs ettik? Çıkmayacak isek, bu tezebzüblere nihâyet verip ciddî bir siyaset takip etmeliyiz. Hindistan'ın her tara fından hazîne eshâmı için konsolosluğa mürâcaat edilmektedir. Gerek hükûmet, gerek sâbık Başşehbender Ca'fer Bey bu mes'eleyi lâyıkıyla düşünememişlerdir.

  • 10
  • 10

Ca'fer Bey mahzâ kendi rahat ve istirahatini temin için bu yolda hareket etmiş ve devlet ve milletinin menâfi'ini kale almamıştır. Eğer Ca'fer Bey biraz ihtiyâr-ı zahmet etseydi, "bon du trésor"lardan küllî miktarda satabilirdi. Fakat maatteessüf kendisi Fransızca lisânından başka bir lisana âşinâ olmadığından maksadını tefhîme gayr-i muktedir idi.

Bundan başka Ca'fer Bey koleksiyon ve âsâr-ı atîkaya meraklı bir zât olduğundan Hindistan'daki müddet-i me'mûriyyetini hep bu gibi şeylere sarf etmiş ve devletin siyasetine yeni bir revnak verememiştir.

İâne cihetine gelince; bunda da ahâlîyi teşvîk ve tergīb için bir kıl ucu kadar teşebbüste bulunmamış ve bilâkis iâne vermeye gelen Müslümanlara arşı hiddet ve şiddetle muamele ve mukabele eylediğini bizzât gördüm. Hâriciye Nezâreti me'mûr intihâbında biraz imsâk ve teemmül etse iyi yapar, zannederim.

Hindistan: Bombay

M. Tevfik

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN