Tarihte iz bırakan 10 ressam
Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde muhafaza edilen bir murakka içindeki, gül koklayan bağdaş kurmuş Fatih Sultan Mehmed portresinin hangi ressamımıza ait olduğunu biliyor musunuz? Sizler için, arkeolog, müzeci ve yazar kimliklerinin yanında ressamlığıyla da tarihte iz bırakmış 10 ressamımızı listeledik.
Giriş Tarihi: 25.04.2019
08:43
Güncelleme Tarihi: 25.04.2019
09:04
Şeker Ahmed Paşa'nın yağlı boya bir natürmordu (İstanbul Resim ve Heykel Müzesi)
Saraydaki görevi II. Abdülhamid döneminde devam etti. 1878'de kāimmakam, 1880'de miralay, 1884'te mirlivâ, 1891'de ferik oldu. 1896 yılından ölümüne kadar kendisine yabancı misafirlerin teşrifatçılığı görevi verildi. Yıldız'daki fabrika için porselen üzerine resimler yaptı. Padişah adına yabancı devlet adamlarına ve elçilere verilecek hediyelerin seçimi ve saray sanat elçiliği görevini yürüttü. Bunun yanında Mercan'daki konağında bulunan atölyesinde natürmort ve peyzaj resimleri yaptı. 18 Mayıs 1906'da vefat eden Şeker Ahmed Paşa, Eyüp'te Sokullu Mehmed Paşa Türbesi yakınına defnedildi. Şeker Ahmed Paşa altmıştan fazla yerli ve yabancı nişan almıştır: Murassa' Osmânî, Birinci Mecîdî nişanları, altın ve gümüş imtiyaz, altın liyakat, sanayi, telhiye, Yunan muharebe madalyaları, kırk sekiz ecnebi nişanı. Bunların dördü murassa' olup otuz beşi birinci rütbeden, diğerleri çeşitli rütbelerdendir.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911–1973)
Türk ressam ve şair
Bedri Rahmi Eyüboğlu 1911'de Trabzon'da doğdu. Ortaöğrenimini yaptığı sırada Trabzon'da bulunan Zeki Kocamemi'nin öğrencisi olarak resme ilgi duymaya başladı. 1927'de İstanbul'a gelerek Güzel Sanatlar Akademisi'nde Nazmi Ziya'nın öğrencisi oldu. Buradaki iki yıllık eğitimden sonra Paris'e gitti. 1932'deki ikinci gidişinde ise A. Lhote'un atölyesinde yaklaşık bir yıl çalıştı. Dönüşünde d Grubu'nun 1934'teki açtığı sergiye katıldı. 1947'de İstanbul Asmalımescit'te kendi adını taşıyan özel bir atölye açtı. Değişik araç ve gereçlerle, farklı tekniklerle oluşturduğu işlerinde, aldığı Batı sanatının zengin deneyim ve birikimleriyle, yöresel ve geleneksel halk sanatının ürünleri arasında, kendi sanat anlayışına özgü sentezlere ulaştı. Az malzemeyle çok şey anlatma sanatı olarak tanımladığı halk sanatı, sanatçının yapıtlarına kaynak oluşturdu. Bedri Rahmi'nin ressamlığı ve hocalığı yanında şairliği ve yazarlığı da önemli bir yanıdır. Yayımladığı kitaplar arasında "Yaradana Mektuplar", "Karadut", 'Tuz", 1953 tarihli "Üçü Birden", "Dördü Birden" sayılabilir.
İstanbul'da Sokak
Yabancı sanat çevrelerinde her fırsatta incelemeler yaptı ve kalemi ile bütün sanat çevrelerine hizmette bulundu. Halkevleri çalışmalarına katılarak 1938 yılında Edirne'den güzel peyzajlar verdi. I. Devlet Resim ve Heykel sergisinde 3.lük, 4. Devlet Resim ve Heykel sergisinde de ikincilik ödülü aldı. Resim ve Heykel müzesinde, Milli Kütüphane Koleksiyonunda, birçok resmi ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.
ABİDİN DİNO - (1913 – 1993)
Türk ressam, karikatürist, yazar, film yönetmeni.
Daha çok çizgisel etkinlikler üstünde gelişen Dino'nun resmi, Türk kültürünün tarihsel kökenleriyle bağlantısını her zaman korumuştur. Sanatçı Türkiye'den uzakta yaşamasına karşın, bu kökenlerle ilgisini her zaman canlı tutmayı başarmıştır. Fransa'daki güncel sanat gelişmelerinin ve yeni eğilimlerin, sürekli olarak bir sentez arayışına yönelttiği sanatçının resmini belirleyen başlıca etmen bu noktada özgün olma içgüdüsüdür.
Sanatı hep bir süreklilikle, kökenlerinden esinlenen bir duyarlılıkla gelişmiş, yapay ve aktarma değerlere karşı duyduğu kuşku ve tedirginlik onu, hep kendi gerçekliğinden kaynaklanma çabasına yöneltmiştir.