Tarihte iz bırakan 20 mektup
İnsanların uzak mesafelerden özlemlerini gideremediği, kalplerindekini dile getiremediği zamanlar vardı. Gurbetin acısı, savaşın ortasında sevdanın en şiddetlisi, yakın dostların muhabbeti ya da bir siyasi liderin emaneti… Şairlerden yazarlara, ressamlardan askerlere, devlet başkanlarından sultanlara, ünlü isimlerin kaleme aldığı mektupları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 30.10.2018
13:01
Güncelleme Tarihi: 30.10.2018
13:25
Enver Paşa’dan Naciye Sultan’a mektup
"Naciyeciğim, sevgili sultanım, cici efendiciğim!
Bugün pek sıkıntılı bir hava, tuhaf bir sis, güneş görünmüyor. Düşmandan bir hareket yok. Fakat henüz sabahtır…
İşte efendiciğim, hemen şu satırları yazarak mektubumu kapatıyorum ve içine her gün sana topladığım buranın yabani çiçeklerinden maada, kaç gecedir altında yattığım karaağaçtan kopardığım ufak bir dalı leffediyorum.
Seni öper, sever, kucaklar, bu mevcudiyet-i maddiyemle aşk ve iştiyakımla sarılarak Hüda'nın birliğine yavrularımla beraber emanet ederim ruhum efendiciğim.
Karaağaca çakımla ismini yazdım.
Enver'in…"
Cemal Süreya’dan Zuhal Seber’e mektup
"Zuhal,
…
Pir Sultan'a girdim. Bir buçuk ay içinde bu araştırmayı bitirmem gerek .
İşin üstesinden gelebilirsem güzel bir çalışma ürünü çıkacak ortaya. Madam Bovary 'nin parasıyla televizyon, Pir Sultan 'ın parasıyla çamaşır makinesi alacağım sana. İkisinin bedeli ikisini almaya yetecek.
Seni yaşatacağım. Dalım, çiçeğim. Günlerimiz daha iyi olacak. Çünkü Necati Cumalı'nın dediği gibi,
"yaşar iyi ve güzel olan"
Abidin Dino’dan Güzin Dino’ya mektup
"Sevgilim,
Penceremden, otelinden çıkıp koskoca valizini taşımanı seyrettim. Çabuk dön! Sevmenin de iniş çıkışları var. Sabah doktorlar komşu binada göğsüme baktılar, iyiyim.
Babacan bir doktor yeşil ışık yaktı ameliyata, yine de analizlerin sonucunu beklemeliymişiz… Kaç gün? Bilmiyorum. Saat 2'de Londra ile konuştum. Monica evde idi, Octavio gidememiş.
Ne iğne ne hap, ilaçların ilacı sensin. Sanırım en önemlisi, damla damla sevgili gözlerin. İyileşeceksem onlar iyileştirecek.
Abidin"
Ümit Yaşar Oğuzcan’dan Mihriban’a mektup
"Hayatımda ilk defa yarına ümitle bakıyorum, içimden bir ses durmadan, "Bir gün her şey düzelecek" diyor. Evet, bir gün her şey düzelecek, buna inanıyorum artık. Bu dev çaresizlikler, bu kahırlı özlemeler bir gün yerlerini mutlu bir beraberliğe bırakacaklar.
Günün her saatinde senden uzakta olmanın acısını bir kurşun yarası gibi hissetmeyeceğim yüreğimde. Bir gün yalnız senin yanında, senin yakınında olmanın sevinci yetecek bana. O zaman hiç ayrılmayacağım senden. Uzun uzun seni seyredip binlerce, on binlerce defa seni yarattığı için tanrıya şükredeceğim.
Her sabah saçlarının arasından doğacak güneş. Gece, ay ışığının en güzeli gözlerinde parlayacak. Yılların yorgunluğunu ellerinin bir temasıyla unutacağım. Yaşanmış, yaşanacak zamanların en değerlisi seninle başlayacak ve sende sürecek.
Ayrılıkların şimdi içimde bir yangın gibi. Alevleri her dakika biraz daha büyüyor, biraz daha genişliyor. Tutuşmayan yerim kalmadı. Baştan başa bir kor yığını halindeyim. Bir günün yirmi dört saatinde seni özlemek, seni beklemek böylesine yanmaktan başka neye benzeyebilirdi?"
Fikriyat