Tarihteki ilk derbi: Lahanacılar ve Bamyacılar
Dünyada da ülkemizde de derbi olacağı zaman o şehirde hayat durur. Günler hatta haftalar öncesinden hazırlıklar yapılır. Taraftarlar formalarını giyer, kimisi totemlerle maçı kazanacağını düşünür, kimisi alır çocuğunu, yeşil çimenlerin kokusunu öğretmeye stada götürür. Dostluğu, kardeşliği unutmadan rekabetin en heyecanlısıdır doksan dakika. Tarihin ilk derbisi de Osmanlı'da 'Lahanacılar' ve 'Bamyacılar' arasında yapıldı. Sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 19.11.2018
12:58
Güncelleme Tarihi: 19.11.2018
13:13
ÖNCELİKLİ HEDEF SAVAŞA HAZIRLAMAKTI
Lahanacılar ve Bamyacılar sarayın Enderun Bölümü'ndeki savaşçı yiğitlerdi ve müsabakalar her an savaşa hazır olmaları ve tekniklerini geliştirmeleri için yapılan, hatta kimi zaman ölümcül olan oyunlardı. İbrahim Paşa zamanında yapılan yarışlar düğünlerde, doğumlarda, bayramların üçüncü günü olurdu. Padişah geldiği zaman yarışlar başlardı.
Acemi Oğlanlar Kışlası'nda çocuklar iki tür eğitim görürdü. Bir tanesi kitabi bilgiler, diğeri de okçuluk, denizcilik, atıcılık gibi çeviklik, güç, kudrete dayanan eğitimdi. Törenlerde, eğlence zamanlarında birkaç çeşit yarış olurdu. Mesela maket kaleler yapılır; kalelerin fethedilmesi, ele geçirilmesi gibi oyunlar oynanırdı. Okçuluk yarışları yapılırdı. Rivayete göre yarışları izleyen bir elçi hayretler içinde kalıp 'Yarışlarınız böyleyse savaşınız kim bilir nasıldır?' derlermiş.
FETİHTEN SONRA İSTANBUL’A TAŞINDI
Bu iki takım saray bahçesinde ve bazen de halka açık meydanlarda cirit dışında güreş, okçuluk, mızrak, top ve labut atma gibi yarışlara da giriştiler. 'Haydi bamya, bastır lahana' ya da 'Lahanaya kuvvet bamyaya lezzet' tezahüratları yüzyıllarca yankılandı.
Rakip olan Lahanacılar ile Bamyacılar zaman zaman cirit, okçuluk, maket kaleleri fethetme gibi dallarda genellikle saray bahçesinde müsabakalara giriştiler.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u aldıktan ve Topkapı Sarayı yapıldıktan sonra o yarışmaların padişah huzurunda Topkapı Sarayı'nın sağında solunda yapıldığı biliniyor. Bazen padişahlar da bu müsabakaları izlemeye gelirlerdi.
MÜSABAKA EVLİYÂ ÇELEBİ’NİN DİŞLERİNİ KIRDI
Sultan İbrahim zamanında kaptanıderyalığa kadar yükselmiş olan Seydî Ahmet Paşa, sert oyun oynamasıyla bilinirmiş. Müsabakalarında yaralanan hatta dişleri kırılanlar dahi olurmuş.
Seyit Ahmet Paşa, rivayetlere göre ünlü seyyah Evliyâ Çelebi'nin dişlerini de kırmış. Evliya Çelebi'nin zayıf ve narin yapılı bir bedene sahip olmasına rağmen, oldukça atik ve çevik olduğu, iyi at binip cirit attığı kaynaklarda dile getirilir. Seyahatnamesinden öğrendiğimize göre 1647 senesinde Seyit Ahmet Paşa ile oynadığı bir cirit esnasında dört dişi kırılmıştır. Evliya Çelebi, kırılan dişlerini Viyana'da yaptırdığını yazar.
FANATİK SULTAN TARAFTARLAR
Padişahlar da zaman zaman fanatik taraftar oluyordu. Öyle ki takımını destekleyen padişahlar sarayın bahçesine tuttuğu takımın anıtını bile diktirmişlerdi. Topkapı Sarayı'nın Bab-ı Hümayun Kapısı'ndan sağa inen yol üzerinde, biri bamya diğeri ise lahana motifleriyle süslü iki dikili taş göze çarpar.
Padişah Üçüncü Selim, 1790'da süvarilerden birinin 434 adımdan tüfekle bir yumurtayı vurması üzerine anıtı diktirmiş, üzerine de bir lahana figürü koyduruvermiş. Bamya Anıtı'nı ise İkinci Mahmut, yetiştiği Bamyacılar Ocağı'nın anısına 1811'te yaptırmış. Anıt yapıldığında üstünde bir bamya figürü varmış, fakat şu an mevcut değil.
TARAFTARLAR HAYRAT YAPTIRDI
Taraftarlar bağlılıklarını yaptırdıkları hayratlarla gösterirlerdi. Örneğin, Çengelköy'deki Sabancı Polis Karakolu'nun önünde, kurnası kaldırımın altında kalmış ve üzeri yeşille boyanıp yazıları silinmiş bir çeşme. Kavas Ağası Ahmet'e ait bir hayratmış.